FIKRALAR

DELİLER HASTANESİ
Bir gün deliler hastanesinde bir deli aşğıya bir bardak su koyar ve arkadaşlarına ben bu bardağa atlayıp yüzerim der. Tam atlamaya çalışırken alttan bardak çekilir ve yere düşer. Hastane bunu kimin yaptığını sorar. Bir deli ben der. Ona bunu neden yaptığı sorulur. O deli de arkadaşım suyun içine düşerse çıkamaz boğulur, ölür diye yaptım der.

ÜÇ ÇOCUK
Sıcak bir yaz günü 3 çocuk kantine gitmişler.Satıcı birinci çocuğa ne istediğini sormuş.Çocuk bir lokum istemiş. Satıcı lokumları indirmiş. Çocuğa lokumunu verdikten sonra lokumları yukarı kaldırmış.ikinci çocuğa ne istediğini sormuş.Bu çocukta bir lokum isteyince adam sinirlenmiş.Tekrar lokumları aşağı indirmiş ve çocuğa lokumu vermiş. Lokumları kaldırmadan önce üçüncü çocuğa sormuş.çocuğum sende mi bir lokum istiyorsun diye sormuş. Çocuk hayır demiş.Adamda rahatlıkla lokumları kaldırmış.Sonra çocuğa dönüp sormuş oğlum peki sen ne istiyorsun? çocuk; ben iki lokum istiyorum demiş.


İKİNCİ SORU
Öğretmen,Öğrencilere:
-Sizlere sorular soracağım.Birinci soruyu bilene ikinci soru
sorulmayacak. Simdi söyle bakalım Ahmet,bir hindinin kaç tane tüyü vardır?
-9567 tane tüyü vardır Öğretmenim!
-Nereden öğrendin bunu?
-Öğretmenim, hani ikinci soru sorulmayacaktı.

MESLEK
Birinci sınıfa başlayan çocuklara öğretmen, babalarının mesleklerini soruyordu :
-Söyle bakalım Tuna, baban ne iş yapıyor? Tuna :
-Otobüsleri kaldırıyor efendim, dedi. Bir sıra önde oturan bir çocuk yanındaki arkadaşına yavaşça sordu:
-Pekiyi anlayamadım, neymiş babası? Arkadaşı büyük bir saflıkla cevap verdi:
-Vinç miş, vinç!


KARA BULUTLAR
Öğretmen Hayat Bilgisi dersinde bulutların yeryüzündeki suların buharlaşmasından oluştuğunu uzun uzun anlattıktan sonra ön sıralarda oturan öğrencilerden birine şu soruyu sordu :
-Söyle bakalım oğlum, kara bulutlar neden olur?
Çocuk düşündü , yutkundu, birşey diyemedi.Onun yanında oturan küçük kız çocuğu parmak kaldırarak şu cevabı verdi :
-Kirli sulardan olur öğretmenim!..


RESİM ÇİZİYORUM
Leyla, ağacın altına oturmuş resim yapıyordu.Babası kızın elindeki bomboş kagığıdı görünce sordu :
-Leyla, ne resmi yapıyorsun bakayım?
-Çimenlikte bir keçi resmi.
-Çimenler nerede?
-Keçi hepsini yedi.
-Ya keçi?...
-Yiyecek birşey kalmayınca o da gitti.


YILDIZLAR
Öğretmen, sınıfta gökyüzü ile ilgili bir yazı okudu.Sonra bu yazıyla ilgili çocoklara soru sordu:
-Ayşe, bana bildiğin yıldızları sayar mısın?
Ayşe düşünmeden yanıtladı:
-Pop yıldızları, spor yıldızları,sinema yıldızları...

MAKYAJ VE SAVAŞ
Bir çocuk babasıyla sinamaya gitmiş. Kızılderililerin filmi oynuyormuş. Çocuk: Baba kızıl derililer neden yüzünü gözünü boyuyor? Baba: savaşa hazırlanıyorlar oğlum. Çocuk telaşla gelerek! Baba annem aynanın karşısına geçmiş yüzünü gözü boyuyor.0 da mı savaşa hazırlanıyor?


TIRNAK YEME
Bir çocuk tırnaklarını çok yediğinden annesi çocuğa ; oğlum tırnağını yeme karnın şişer demiş. Bunlar bir gün misafirliğe gitmiş bir tane hamile kadın varmış çocuk kadına bakarak gülmüş. Kadın dayanamayıp sormuş evladım neden gülüyorsun? Çocuk: siz de tırnak yediniz dimi demiş.


KISA AYLAR
İki öğrenci plajda aralarında konuşuyorlardı.Biri:
-Yılın en kısa ayları hangileridir?
Öbürü içini çekerek:
-Hangisi olacak, tabi ki tatil ayları


HASTA DEDE
Doktor,hasta dedeye:
"Sizde şeker var."dedi.
Bunu duyan torunu Orhan, dedesinin üzerine atıldı.
-Hiç anlamam, dede! Üstünü arayacağım


EN SEVİLEN ARKADAŞ
Amcası Murat'a sordu:
-Sınıfta en çok sevdiğiniz arkadaşınız kim?
-Ahmet amcacığım.Geçen yıl bütün sınıfa grip yaydı. Bu sayede yirmi gün okula gitmeyip tatil yaptık


DAHA ÇOK PASTA
Çocuk, okuldan bir gözü şiş olarak dönünce, annesi telaşlandı :
-Oğlum ne oldu gözüne? Düştün mü yoksa?
-Hayır düşmedim.Arkadaşım Hakan`la dövüştük.Ben de yarın onun gözünü şişireceğim!
Annesi yatıştırmaya çalıştı :
-Sakın ha! Dövüşmek iyi birşey değil.Ben sana yarın pasta çörek vereyim.Arkadaşına da ver, barışın.Güzel güzel oynayın olmaz mı?
-Olur anneciğim, barışırız.
Ertesi gün, çocuk öteki gözü de şişmiş olarak döndü. Annesi merakla sordu:
-Yine ne oldu?
-Arkadaşım yaptı, daha çok pasta, çörek istiyor!


KARNE
Baba,ortaokul 3. sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah Allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir.
-Getir bakalım şu karneyi
-Al baba
Adam bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf
-Baba: bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin. ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali rezil şey!
-"Çocuk: baba o benim karnerm değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinin birisini bulmuştum..."

LASTİK
-Öğretmen Ahmet'e sorar:
Bana uzun bir kelime söyle
-Ahmet: Lastik der
-Öğretmen lastik uzun kelime mi? evladım demiş
-Ahmet: ama öğretmenin çekince uzar demiş


BİLYE
Doktorun karşısına iki çocuk gelmiş.
Birisi:
-Bir bilye yuttum. Onu çıkarmanızı istiyorum.
Doktor öteki çocuğa sordu:
-Ya sen ne istiyorsun?
-Onun yuttuğu bilye benim de, almaya geldim...


İMZA
-Babacım, karanlıkta yazı yazabilir misin?
-Sanırım. Ne yazmamı istersin?
-Karneme adını yazıp imza atar mısın!


BABAM KIZIYOR
Ali okula yeni başlamıştı,
Öretmen gelenlerin ve babalarının isimlerini
soruyordu.Sıra Aliye gelmişti.
İsmin ne?
_Ali
_babanın ismine?
_baba
_evladım babanın başka ismi yokmu?
_öğretmenim üç kardeşim var. Hepimiz baba diyoruz:Ama başkaları Ahmetdiyor.
_Ahmet desene:
_Ahmet deyince babam kızıyor öğretmenim.


RAMAZAN
Adamın biri yolda bir çocuk görmüş. Adını sormuş. Çocuk tam adını söylicekken Dur Dur demiş adam. Ben tahmin edeyim senin adını. Sen sadece baş harfini söyle. Çocuk "Y" demiş. Adam başlamış saymaya.
-Yunus
-Hayır
-Yakup
-Hayır
-Yusuf
-Hayır
...
Adam sinirlenmiş. Başlamış kız isimlerini saymaya.
-Yeliz
-Hayır
-Yeşim
-Hayır
...
En sonunda kızan adam.
-Ne ulan senin ismin! demiş.
Sonra çocuk.
-Yamazan


ATATÜRK
Baba çocuguna :
-Oğlum Atatürk senin yaşındayken sınıfının birincisiydi...
demis.
Çocuk babasına :
-Senin yasindayken de Cumhurbaşkanı idi...

ELMA
Bir gün bir adam yolda gezerken bir çocuk görmüş, onu yanına çağırıp sormuş:
-Allah`ın nerede olduğunu söyle sana bir elma vereyim.Çocuk cevap vermiş,
-Sen bana Allah`ın nerede olmadığını söyle ben sana bin elma vereyim...
MAKAS
Bir gün komşunun kapısı çalınır.Kadın kapıyı açtığında küçük temeli görür.Kadın:
-Ne var temel?
-Makasınızı alabnilirmiyim?
-Tamam getiriyorum.
Bir kaç dakika sonra kadın makası getirir.Ve şöyle bir soru sorar:
-Sizin makas köreldimi?
Temel:
-Hayır.Ben bizim makasla tel kesecektim.Anem makas bozulur dedi ve benimde aklıma sizin makas geldi.

HOKKABAZ
Eve geldiğinde burnu kanıyordu. Meraklanan annesine
-Okula hokkabaz geldi, burnumdan üç tane 1 YTL çıkardı .
-Ama hokkabaz göz aldatır burun kanatmazki...
-Zaten burnumu hokkabaz kanatmadıki, başka para kalıp kalmadığını kontrol eden arkadaşlarım yaptı



Paraşütçü Temel

Temel Nato da havaci olarak askerligini yapiyormus. Komutan askerlere
parasütle nasil atlanacagini ögretmis.
- "Uçaktan atlayinca birinci ipi çekeceksiniz. Parasüt açilmaz ise ikinci ipi
çekeceksiniz. Yine açilmadi, o zaman Meryem Ana ya dua edeceksiniz."
Temel uçaktan atlar. Birinci ipi çeker parasüt açilmaz, ikinci ipi
çeker yine açilmaz. O sırada yere yavas yavas süzülen komutaninin
yanindan geçerken sorar:
- "Komutanim, komutanim.. O karinin adi neydi ?"


Banka Soygunu
Temel ile Dursun Amerika da yasarlarken paralari bitmis ve bir banka soymayi
kafalarina koymuslar. Gece yarisi olmus, Dursun ve Temel kapilari açip içeride
kasalari aramaya koyulmuslar. Temel bir kasa görmüş, açmislar ve içinden bir
kase muhallebi çikmis. E bu kadar ugrastik bosa gitmesin demisler ve bunu
Temel afiyetle yemis. Daha sonra bir kasa daha görmüsler ve onu da açmislar
bir kase muhallebi daha. Bunu da Dursun yemis. Tabii ikisi de sasirmis koca
bankada nasil para olmaz diye ve orayi terk etmisler.
Ertesi gün gazetelerde manset : "Dünyanin en büyük Sperm Bankasi soyuldu!..

Pilot Temel
Pilot Temel telsize var gücüyle bagiriyordu :
- "Ula, sag motor bozuldu. Düseyrum, düseyrum. Meydey düseyrum. Kule düseyrum."
Kule hemen cevapladi :
- "Mesaj anlasildi. Yerinizi bildirin, yerinizi bildirin."
Temel gayet ciddi :
-"Pilot kabini, öndeki sol koltuk, pilot kabini, öndeki sol koltuk."

Temel Usülü Intihar
Dursun birgün ormanda gidiyormus. Temeli bir agaca belinden bagli sekilde
bulmus. "Napiyosun Temel" demis Dursun; Temel de "Intihar ediyorum" demis.
Dursun "Benim bildigim öyle intihar edilmez; o ipi beline diil boynuna
bagliyacaksin" demis. Temel de: onu da denedim; az daha boguluyodum...

Görenler Ne Sanir?
 Halktan bir grup toplanmis, merak ettikleri bir soruyu Nasreddin Hoca ya
sormuslar :
- Hocam, helada sakiz çignemek haram midir?
Hoca, biraz düsündükten sonra :
- Kara kapli, bu konuda bir sey demez. Ama çignememek iyidir.
- Neden?
- E, agizda sakizla heladan çiktigini görenler b.k yedigini sanabilirler...


Nerelere Kadar
Nasreddin Hoca, kirda sesinin yettigince bagirarak ezan okuyor ve olanca
hiziyla kosuyormus.
Bu durumu gören birkaç kisi, Hoca ya birsey oldugunu düsünerek yanina
yaklasip sormuslar :
- Ne oldu sana, Hoca efendi? Bu ne istir?
Hoca, kosmasini sürdürerek :
- Sesimin nerelere kadar gittigini merak ettim de... demis. Onun için
arkasindan kosuyorum...

Aydınlıkta
Nasreddin Hoca kapisinin önünde bir seyler araniyormus. Komsulari :
- Hayrola Hoca efendi, demisler, birsey mi kayip ettin?
- Mühürüm düstü de...
- Nerede düsürdün? Söyle, biz de bakiverelim...
- Içeride düsürdüm, avluda...
- Avluda kayip olan sey sokakta aranir mi be Hoca?
- Avlu karanlik. Burasi daha aydinlik da onun için burada ariyorum...


Abluka
Amerika`da yaşayan ünlü bir mafya babasının karısı doğum yapacakmış.
Hastaneye kaldırmışlar. Doktorlar, hemşireler etrafında pervane. Kadını
doğumhaneye almışlar. Kadın ikiz doğuracakmış. İlk çocuk gelmeye başlamış,
çocuk kafasını çıkarınca etraftaki kalabalığı görür görmez hemen bağırmış:
- Hey Joe, önkapıyı tutmuşlar, arka kapıdan kaçalım...

Herkes Anlasın Diye
Nasreddin Hoca esegini pazara götürüp satiliga çikartmis. Esek pek
huysuzlanmis. Kuyrugunu elleyeni tepmis, disine bakani isirmis... Tellal :
- Hoca, demis, bu huysuz esegi kimse almaz. Geri götür...
Hoca altta kalmamis :
- Zaten satmak için degil, bu esekten neler çektigimi herkes anlasin diye
getirmistim pazara!..


Hatim
Nasreddin Hoca ve karisi konusuyorlardi. Karisi :
- Benim yüzüme bakarken besmele çekiyorsun.
- Ne olmus yani?
- Imam efendi, karisinin yüzüne bakarak yasin okuyormus.
Hoca güldü :
- Ben o kadini görsem, hatim bile indiririm!..

Villa
Köyden şehire yeni gelen dursun kalmak için kiralık ev aramaya cıkar ve bir emlakçıya gider.Emlakçı Dursun'u lüks bir vilaya getirir.
"Ha pu villa hastaneye postaneye pastaneye yakındır tam sana göre"der.
"Kirası nekadar" der Dursun.
"2 milyar" der Adam.
Dursun "ha pu villanın ahırı var mı"der.
Adam "villada ahırın ne işi var" der.
Dursun da "peki bu kirayı verecek öküz nerede yatacak" der


Temelin duası
Temelin ineği hastalanmış.. Hangi veterinere götürmüşse bir türlü iyileşmemiş.
Temel biçare bir şekilde düşünürken ellerini açıp Allah'a yalvarmış..
-''Yarabbi sen ineğimi iyi et, iyi edersen 15 gün oruç tutarım... ".
Bu hayvan iki günden fazla yasamaz diyen veterinerlere rağmen inek iyileşmiş..
Bizim temel 15 gün oruç tutmuş. 16.gün inek ölmüş.
Temel ne yapacağını sasırmış.
İnek ölü, havadan 15 gün de oruç tutulmuş.....
Ellerini açmış :
-"Yarabbi sen saniyorsun ki Temel aptaldur,
hiç itiraz kabul etmem, ineğu kurbana sayar, tuttiğum oruçlari da Ramazan'dan düşerum.
Hiç kusura pakmayasun...''

Dursuna mektup
Babasının Dursun´a Mektubu
Uy sevgili uşağum Dursun
Allah´ın selamı üstine olsin...
Mektubu çok yavaş yazayrum, çünkim bilirum, çabuk okuyamazsun ! Benden yana sual edersen, Allahuma pin şükür iyiyüm, yeni pir iş puldum. Emrimde yüze yakın adam var, hepsi de sessüz sedasuz, kendi hallerinde. Ne iş pulduğumu soraysan söyleyeceğum patlama, mezarluk pekçisi oldum. Bacin Emine bir uşak doğuracak, daha erkek midur, kiz midur, pelli değül. Haçan o yüzden sağa dayi mi oldin, teyze mi oldin söyleyemeyrum. Temel emicen de tükan açtı, o da otuza aldigini yirmipeşe verir, sürümden kazaniyormuş öyle dedi. Bizim köye findukçularin Temel´i muhtar sectuk, akillu usak da! Geçen gün hepimizi zelzeleye karşi aşi etturdu. Temel akilludur, hem de durusttur.. Geçenlerde bir taksinin şoforu köye varmış, muhtari arayu, meğer yolda pir tavuk ezmuş sahibini soraymuş. Muhtar Temel tavuğa pakmış, ha pu bizden değildur, pizum köyde yassu tavuk yoktur, demiş. Senin küçüğün Memet cok akilli bir uşak çıktı. Geçen gün tepeye varmiş, elinde bir ip sallayup duriy. Anan, "Uy uşağum ne edeysun orada ?" demiş. O da hava turumuna bakayrum demiş. Çektum oni akşam karşuma, anlat pakayum şu hava turumu işinu dedim. Anlatti, meğer ip sallanunca havanin rüzgarli olduğuni, ip islaninca da yağmur yağdiğuni anlaymiş. Çok akilli uşak vesselam. Sen o yaşta böyle akilli degildun!
Yaa işte boyle usağum.. Memleçetten sağa pol pol havadis.. Yeni havadis olursa yine yazarum..
Baki Hudaya emanet ol.
Baban

Not: Mektupa para koyacaktum, ama geç aklima celdi, zarfi kapatmişum !

Boğa güreşi
Temel ispanya da boğa güreşlerini izlemeye gitmiş. Kalabalık bir seyirci topluluğu varmış.herkez matadorun hareketlerine hep bir ağızdan olley olley diye bağırıyormuş.yanındaki ispanyol merak etmiş.kardeşim niye bizimle beraber bağırmıyorsun da tek başına oley diye bağırıyorsun? Temel cevap vermiş uşağım ben boğayı destekliyorum demiş.


açma açma
Bir gun temel otele gitmiş otelde kendine oda ayırttırmıs ve odaya cıkmıs oda cok sıcakmıs ve bıraz camı acmak ıstemıs camı tam acacakken asagıdan bırısı açma açma diye bagırıyormus temelde acmamaıs yarımsaat sonra tekrar acacakmıs yıne açma açma dıye ses duymus yıne acmamıs hep bole olmus sonra en sonda bıdaha acıcakmıs tam acarken asagıdan yıne açma açma seslerı duyunca temel kıllanmıs asagıya bı bakmıskı adam asagıda açma satıyomus

Şakadan Anlamıyorsun
Bir gün Temel balığa çıkar.İyi bir avdan sonra bir tekne balık tutar.Birden hava patlar ve çok büyük bir fırtına çıkar.
Temel dua etmeye başlar.Tanrım beni bu fırtınadan kurtarırsan bütün bu balıkları fakirlere dağıtacağım der içinden.
Hava bir zaman sonra düzelir.Temel evine dönmeye başlar.Bir tarafdanda balıklara bakar ve içinden bu balıklar fazla yarısını dağıtsam olur der.Biraz daha sonra balıklara tekrar bakar ve bu balıkların yarısıda çok fazla, ben bunların çeyreğini dağıtsam olur der.
Biraz daha zaman geçer Temel tekrar balıklara bakar.Tam o sırada hava tekrar bozulur.Temel kafasını gökyüzüne diker ve şöyle der:
-Haçen sende şakadan heç anlamiyesun...

Şaka
Bir gün Temel balığa çıkar.İyi bir avdan sonra bir tekne balık tutar.Birden hava patlar ve çok büyük bir fırtına çıkar.
Temel dua etmeye başlar.Tanrım beni bu fırtınadan kurtarırsan bütün bu balıkları fakirlere dağıtacağım der içinden.
Hava bir zaman sonra düzelir.Temel evine dönmeye başlar.Bir tarafdanda balıklara bakar ve içinden bu balıklar fazla yarısını dağıtsam olur der.Biraz daha sonra balıklara tekrar bakar ve bu balıkların yarısıda çok fazla, ben bunların çeyreğini dağıtsam olur der.
Biraz daha zaman geçer Temel tekrar balıklara bakar.Tam o sırada hava tekrar bozulur.Temel kafasını gökyüzüne diker ve şöyle der:
-Haçen sende şakadan heç anlamiyesun...

Yurt Dışı
Temel evlenmiş, aradan yıllar geçmiş ama temelin karısı temel'e baştan beri sıcak davranmıyormuş temel karısından şüphelenmiş ve birgün karısına demiş ki; karıcım ben yurt dışına gidiyorum. karısıda tamam temel demiş.Temel sabah valizini almış ve dışarı çıkmış aradan on beş dakika geçmiş karısıda çıkmış.Temel geri içeri girip hemen tavan arasına geçmiş.Bir süre sonra karısı ile Dursun içeri girmiş ve hemen işe başlamışlar.Bunları gören Temel kendi kendine başlamış konuşmaya ''ah ula Dursun şimdi yurt dışında olmasaydım sana gösterirdim.''


Üstüne Etme
Temel, Almanya dan gelen arkadaşı Dursunu lokantaya götürür. garsona baa bir kuru fasulye, pilav, üstüne de et, der Dursun Baa da aynısından ama üstüne etme
İnatçılık Şampiyonası
Karadeniz sahilinde bir kahvede inatçilik sampiyonasi düzenlenmis. Üç müsabik ortaya çikmis, baslarindan çikan birer olayi anlatip, kahve sakinlerinden sampiyonu seçmesini istemisler.
Birinci müsabik:
"Bir aksam isten eve döndüm, kapiyi çaldim, hanim kim o dedi, kim olacak bu saatte, kapiyi baska kim çalar ki! Kizdim. Kapiyi ben çaldim, hanim israrla kim o dedi. Bu sabaha kadar böyle devam etti. Sabah oldu ise gittim."
Ikinci müsabik:
"Agriyan disimi çektirmek için disçiye gittim. Disçi hangi disin agriyor diye bana sordu. Madem koskocaman disçi, agriyan disimi o bulsun diye inat ettim. Disçi bütün dislerimi çekti. Sira agriyan disime gelince, yine agriyor demedim ve agzimdaki bu tek dis inadimdan kaldi."
Üçüncü müsabik:
"Evlendigim ilk gece hanim bana dokunma dedi. Ben de inadim tuttu. Aradan 17 yil geçti, hala dokunmadim."
Bu arada jüri baskani
"Ama senin üç tane kocaman çocugun var, nasil olur?"
diye sorunca:
"Inadimdan onlarin bile nasil oldugunu sormadim."

Yassı Tavuklar
Karadeniz'i gezen bir adam yolda aniden önüne çıkan tavuğu ezmiş. Hayvanı ezdiği için üzüntü duymuş ve gidip sahibine en azından parasını vermek istemiş. Almış tavuğu ve hemen oradaki köye gitmiş. Elindeki tavukla kahveden içeri girmiş ve :
- Afedersiniz; ben hemen köy dışında bu tavuğu ezdim. Sahibini arıyorum, en azından parasını vereyim diye. Acaba bu tavuğun sahibi kim ? Bunun üzerine hep beraber tavuğa bakan Lazlar :
- Hemşerim sen yanlış geldin. Bizim köyde böyle yassı tavuk bulunmaz.

Yamyamlar
bir gün temel ile dursun adada geziniyorlarmış. birden bire karşılarına yamyamlar çıkmış.dursunla temel ne yapacağını şaşımışlar bakmışlar ki karşında ağaç var hemen ağaça çıkmış dursun aşağıda temel kalmış. yamyamlar gelip temeli dövmüşler genebirgün temelle dursun gezinirkenyamyamlar çukmış ağaç görmüşler hızla konuş dusun ağaça çıkmış temel aşağıda kalmış gene temeli dövmüşler. ertesi gün gezenirken temelle dursun. temel düşünmüş taşınmış demişi bu sefer hızla konuş ağaça ben çıkacam demiş bu seferde temel ağaçta dursun aşağıda kalmış.yamyamlar demşlerki hep aşağıdakini dövüyoz birazda yukarıdakini dövelim demişler

Yağmurluk
Temel alman fransız otele gitmişler bunlar son kattaymış otelde yangın çıkmış. Aşağıya inecek yer yokmuş alman dolabını açmış şemsiyesini açmış camdan atlamış aynı şeyi fransızda aynısını yapmış bunlar kurtulmuş altta temeli bekliyorlarmış gökten hızla üzerlerine bir şey geliyormuş yere hızla düşen temeli görünce alman ve franız temelin yanına gitmişler temele sormuşlar ne oldu demişler Temelde şemsiye bulamadım onun yerine yağmurluk buldum demiş.



Vites
Temel birgün son model bir mercedes araba ile Trabzon'a gelmiş ve arkadaşları ile muhabbete başlamış;
Konu arabalardan açılınca, Temel başlamış arabasını övmeye, Almanlar ne kadar zeki insanlar yahu, yaptıkları araba dört dörtlük. Şöyle iyi araba, böyle rahat araba, çok hızlı araba vs. neyse böyle konuşulurken iş iddiaya binmiş ve Temel 'Ben arabamla Trabzon'dan Samsuna 4 saatte giderim' demiş.
Arkadaşları gidemezsin demişler. Temel hemen heyecanlanarak arabasına binmiş ve 'gideyimde görün uşaklar'demiş.
Arkadaşları 'iyide biz senin oraya ne zaman vardığını nereden bileceğiz demişler.'
Temel'de 'Samsun'a varınca telefon ederim.' demiş.
Ordan hemen biri atılmış ve 'iyide Samsun'dan aradığını nereden bileceğiz. Sen git şu kişiyi bul ordan, o bizi arasın.' demiş.
Temel adresi alarak yola çıkmış ve 3,5 saatte Samsun'a varmış, sözü edilen kişiyi bulmuş ve Trabzon'a telefon etmişler.
Arkadaşları Temel'e 'oooo Temel iddiayı kazandın tamam hadi gel' demişler ve başlamışlar Temel'i beklemeye.
Aradan 5 saat geçmiş Temel yok. gece olmuş Temel yok.
Arkadaşları 'nerde kaldı bu yahu' diyerek evlerine gitmişler. Sabah erkenden herkes birbirine 'Temel geldimi? ' diye sormuş ama kimseden cevap yok.
O gün de Temel efendi Trabzon'a teşrif etmemiş.
Ertesi gün sabah yine yok, öğleden sonra çıkmış gelmiş!.
Arkadaşları Temel'e hemen 'yahu Temel Samsun'a 3,5 saatte gittin 3 günde ancak döndün, ne oldu uşağım' demişler
Temel de ' Sormayın be arkadaşlar bu Alman'lar ne gerizekalı bir millet' demiş.
Arkadaşları ' Ne oldu Temel' demişler
Temel ' Şu güzelim arabayı yapmışlar, 5 tane ileri vites koymuşlar ama 1 tane geri vitesi koymuşlar' demiş.

Vergi
Bizim Temel uluslararası ekonomi toplantısına katılır... Devletin topladığı vergi dağılımını tartışırlar... Konuşmacılardan biri Amerikalı, biri Avrupalı, biri de Temel.. Ortaya bir fikir atılır... Halktan toplanan vergiler nasıl dağılım yapılacak. Amerikan vatandaşı söz alır:
-Bizim Amerika’da önce yere bir çizgi çizeriz ve sonra topladığımız vergileri havaya atarız... Çizginin soluna düşen paraları halka hizmet olarak geri veririz, sağ tarafta kalan devlete kalır, yatırım yaparız...
Derken Avrupalı söz alır ve:
- Bizim Avrupa’da başka ama ona benzer bir uygulama yaparız... Önce yere bir daire çizeriz... Halktan toplanan vergileri havaya atarız. Dairenin dışında kalan halka hizmet olarak geri döner, dairenin içine düşenleri devlet harcamalarına kullanırız...
Sıra bizim Temel’e gelir ve başlar anlatmaya:
-Ula uşaklar ne güzel anlattunuz. Keşke bizda sizun çirkefluklerunuzi değil da habu çalışkanluğunuzi alsak... İnanun bizum öyle bir uygulamamız yok... Bizde daha kısa oluyi... Bi kere öyle yere çizgi çizmezuk... Bizde hükümet halktan toplar vergileri... Atar havaya. Yere düşenleri kendilerine harcama yaparlar... Havaya kalanlar halka hizmet olarak geri döner...

Verdiniz Mi?
temel araba sürerken kırmızı ışıkta geçmiş.tabii bunu gören polis Temeli durdurmuş. ehliyet ve ruhsat beyfendi. verdunuzda mi isteysunuz.

Vasiyet
Aşırı derece de duyma özürlü olan Temel dede yi dükkana çağıran tezgahtar,dışardan hiç farkedilmeyen bir duyma cihazını kulağına yerleştirdi.Bir hafta sonra Temel dede,yeniden dükkandaydı.
Tezgahtar, ''nasıl?''dedi,''Kulak cihazı iyi çalışıyor mu?''
-Harika! dedi Temel dedi...
-Umarım ailenizde mutlu olmuştur,dedi satıcı...
-Onların haberi bile yok,dediTemel dede,Bu aleti taktığımdan bu yana vasiyetimi iki kez değiştirdim

tuvalet
bir gün temel istanbula gider.bir an tuvaleti gelir ve tuvalete gider.adam tuvalet paralıdır der.temelin parası olmadığı için düşünür ve bir bebek bulur bebeğin altından bezini çıkarıp kendisi tuveletini yapar.ertesi gün gazete manşetlerinde flaş flaş flaş 5 kilo bebek 10 kilo sıçtı diye yazar.



Lakab
Temele ağası lakap olarak eşek lakabını takmış.Herkes eşek geldi eşek gitti diye konuşurlarmış.Dursun bunu duymuş ve git ağaya lakabını değiştirsin demiş.Temel gitmiş gelmiş.Dursun sormuş Temel sıpa lakabını taktı demiş. Dursun vay başıma gelenler sen büyür yine eşek olursun demişGeç Yiğidim

Geç Yiğidim
Hoca Akşehir’de bir akşam evine dönerken karşıdan iri yarı bir köpeğin geldiğini görür. İster ki köpek kaçsın veya kenara çekilsin ama hayvan üstüne üstüne gelmekte. Korkutmak için köpeğe hoşt der ama ne çare ki köpek cevap olarak kocaman dişlerini göstererek hırlar. Hoca bakar ki iş kötü, pabuç pahalı hemen kenara çekilir ve hafifçe eğilerek köpeğe döner:

- “Geç yiğidim geç!...”
  



Komadılar
Nasreddin Hoca bir gün at pazarına gider, bir beygir almak ister. Buna bir katır getirirler, beygirdir bunu al, derler. Hoca da bu katırdır, bilirim, dediği halde ısrar ederler. Hoca çaresiz kalıp katırı alır. Üzengi vurup üzerine bineyim derken, katır bir çifte atar. Hoca da:

- “Bilirim sen benim bildiğim eski katırsın, beni bana komadılar”

  
O Bizden Daha Kirli
Hoca bir gün göl kenarında karısıyla birlikte çamaşır yıkamaya gider. Tam işe başlayacakları sırada bir karga gelir ve sabunu kaptığı gibi havalanır. Karısı:

- “Yetiş efendi sabunu kuş kaptı” dediyse de Hoca kılını bile kıpırdatmaz.

- “Telaşlanma karıcığım baksana simsiyah olmuş zavallı, o bizden daha kirli, varsın temizlensin.”



Kurdun Kuyruğu
Nasreddin Hoca ve arkadaşı kurt avına gitmiş. Arkadaşı kurdun inine girmiş, Nasreddin Hoca da inin önünde bekliyormuş. O sırada kurt inine geri dönmüş. Nasreddin Hoca'da kurt içeri girerken kuyruğundan yakalamış. Kurt eşinmeye başlamış, ortalık toz duman içinde kalmış. Nasreddin Hoca'nın arkadaşının gözüne toz gitmiş. Onun bir şeyden haberi olmadığından içerden bağırmış.

- “Hoca efendi bu toz duman da neyin nesi? Nereden geliyor?” Diye sorunca, Hoca demiş ki:

- “Eğer kurdun kuyruğu koparsa, tozun nereden geldiğini anlarsın”

Göl Kuşları
Hoca, bir gün eşeğine binmiş, uzak bir yere gidiyormuş. Hava çok sıcak olduğundan eşek yorulmuş ve susamış. Bir göl görmüş ve eşeği sulamak ve dinlendirmek için göle doğru sürmüş, eşek de suyu görünce koşmaya başlamış ve nerdeyse hocayı düşürecekmiş. Göl kenarına gelince eşek göldeki kurbağalardan ürkmüş ve durmuş. Hocada düşmediği için sevinerek, eşekten iner ve cebinden çıkardığı bozukluk paraları göle atarak;

- “Aferin göl kuşları. Bu parayla helva alıp yeyin,” demiş.

Mısır`a Kadı Oldu


      Bir gün Hoca, gene eşeğini kaybeder. Eee, bu kaçıncı!. Gayri canına 'tak' eder. "illalah bu tas kafalının elinden! Aklını basına alsın da, biraz da o beni arayıp bulsun!" diye söylenir. Şuradan şuraya adımını atmaz. Aradan aylar, günler geçer. Körolası ne döner gelir, ne bir kuru selam gönderir.Günlerden bir gün Hoca eşekler bası Deli Ömer'i görür: "Bu herifin azıcık kulağı deliktir.Şunun bir ağzını arıyayım!" der, nasil ararsa arar. O da: 
     -Duymadın mı, der; senin eşek Mısır'a kadı oldu!
Bunu duyunca, Hoca basını sallar:
    -Tevekkeli değil; ben bizim çömeze ders verirken, o da kulaklarını dikip dinliyordu! der.

Anahtarı Bende

      Bir gün deliler hastanesinde doktor ,delilerin iyileşip iyileşmediğini anlamak için duvara bir kapı çizmiş Deliler bu kapıyı açmaya çalışıyorlarmış.Delilerden biri kıs kıs gülüyormuş.Doktor ,bir delinin iyileştiğini sanarak sevinç ile yanına gitmiş.Deliye sormuş; "Sen neden gülüyorsun ?" O da " Onlar o kapıyı açamazlar , çünkü kapının anahtarı bende" demiş.


Kazançlı Temel

      Boğaz Köprüsü'nü Türk,Alman ve Japonlar'dan oluşan bir heyet yapmış. Fıkra bu ya .. Köprünün açılışı yapılırken , büyük bir gürültüyle köprü çökmüş.Japon " gitti bütün emeklerim.Mahvoldu kumlarım" diyerek harakiri yapmış.Alman , " Gitti çeliklerim ,tonlarca çeliğim mahvoldu " diyerek silahıyla intihar etmiş. Tüm bu olanları şaşkınlıkla izleyen müteahhit Temel ise derin bir " ohhh " çekerek,yandakilere " çok şükür " demiş:
     - İyi ki çimento koymamışım ! Yoksa ben de bunlar gibi mahvolurdum !..


VATİKAN


       İtalya'da Vatikan yakınlarında bir eve gece hırsız girmiş..Hırsız evin içinde karanlıkta ilerlerken arkasından bir ses gelmiş:
      - Seni ben görüyorum. İsa da görüyor... Hırsız panik içinde bir köşeye sinip ve farkedilmemeyi ümit ederken ses tekrar yükselmiş:
      - Seni ben görüyorum. İsa da görüyor... Hırsız sesin kendine seslendiğine emin olunca el fenerini acip, sesin sahibini aramaya baslamiş ve bakmis bir Papağan!Saskınlıkla söylemis:
      - Konuşan sen miydin? Papağan tekrar konuşmuş:
      - Evet.. Bunun üzerine Hırsız: - Ama sen Papağansın! Papağan cevap vermiş:
      - Evet ben Papağanım... İsa da Doberman..


Patlama

       Karada savaş bütün şiddetiyle sürerken ,uçaklar indirme yapıyormuş. Temel savaş alanına paraşütle süzülerek iniyormuş.İnerken bir de ne görsün ? Hemşerisi Dursun , paraşütsüz yukarı doğru yükseliyor.Tam hizasına gelince " Ula Dursun " diye bağırmış :
      - Biz atlayış yaparken ,sen nereden geliyorsun ? Dursun cevap vermiş :
      - Cephanelikten!. 

Sesli Çuval!

     Bir İngiliz, bir Fransız, ve Temel, gemiye kaçak binmişler. Üçü de, ambarda buldukları çuvalın içine saklanmışlar.Gümrük polisi gelip çuvallara teker teker süngü sokmaya
başlamış.İngiliz " miyav,miyav" diye ses çıkarınca, polis çuvaldakini "kedi" sanıp öteki çuvala geçmiş.Fransız da " hav,hav " diye ses çıkarınca, onu da köpek sanmış.Ve polis üçüncü çuvala süngü batırınca, bu kez Temel ses vermiş :
     - Patates , Patates !..


Karpuz Düşmüş


     Temel bir elini beline koymuş dalgın dalgın yürüyormuş. Birinin dikkatini çekmiş. Temeli seyrediyormuş. Temel belediye otobüsüne binmiş eli hala belinde, inmiş yarim saat yürümüş eli hala belinde. Onu izleyen dayanamamış koşup, önüne geçmiş.
    -" Kardeşim sen deli misin?"
Temel:
    -"Yooo..."
Adam:
    -"Hasta mısın?"
Temel:
    -"Yooo..."
Adam:
    -"Seni iki saattir izliyorum elin belinde yürüyorsun"
Temel bakmış:
    "Vay anasını, karpuz düşmüş"


İki Kilo Kaldı

     Temelin 14 kiloluk bir çocuğu olmuş. Biraz hava atıp neşelenmek için kahveye gidip arkadaşlarına övüne övüne müjdeyi vermiş. Arkadaşları tabi hiç inanmamışlar. Şaka sanıp, gülüp geçmişler. Aradan 1 ay geçtikten sonra "ya doğruysa!" diye düşünüp Temel'in evine gitmişler. Temel onlara bebeği göstermiş. Bakmışlar bebek 2 kilo. Temele sorunca, Temel hiç istifini bozmadan yanıt vermiş:
     -Doğduğunda 14 kiloydu.. SÜNNET ettik 2 kilo kaldı.


Deniz Feneri


       Bir savaş gemisi karanlık ve sisli bir gecede yol alıyormuş. Derken kaptan köşkündeki komutan tam karşıda ve uzakta üzerlerine doğru gelen bir ışık fark etmiş. Hemen karsı tarafa sinyal göndererek şu mesajı geçmiş.
      -"Derhal rotanızı 30 derece doğuya çeviriniz" Karşıdan anında cevap gelmiş:
      -"Sen rotanı 30 derece batıya çevir!" Komutan şaşırmış, biraz da sinirlenmiş, mesajı tekrarlamış:
      -"Rotanı derhal 30 derece doğuya çevir, emrediyorum!" Karşıdan cevap:
      -"Asil sen rotanı 30 derece batıya çevireceksin!" Komutan öfkeden küplere binmiş, bir mesaj daha yollamış.
      -"Ben 30 yıllık kaptanım, sana son kez emrediyorum, rotanı 30 derece batıya çevir!" Cevap:
      -"Sen 30 senelik kaptansan ben de 20 senelik denizciyim, sen rotanı 30 derece doğuya cevir" Komutan, o kadar sinirlenmis ki, hemen murettebata butun toplari atese hazir hale getirmelerini emretmis ve son kez bir mesaj gondermis:
      -"Burasi bir savas gemisi, derhal rotani 30 derece batiya cevirmezsen atese baslayacagiz" Karsidan cevap gelmis:
       -"Burasi da bir deniz feneri.. Sen rotani 30 derece doguya cevirmezsen kayalara carpacaksin"


BOŞANMIŞ BARBİE


       Adam kızına Barbie almak ister ve bir oyuncakçıya girer.
          - "Vitrindeki Barbie bebek kaç para ?" diye sorar.
Satıcı:
          - "Hangisi beyim ?" ve devam eder:
          - "Barbie spora gidiyor 19.95 usd,
Barbie alışverişde 19.95 usd
Barbie discoda 19.95 usd
Barbie plajda 19.95 usd
Barbie boşandı 265 usd.",
Adam şaşırır.
          - "Neden hepsi 19.95 de, boşanmış olan 265 usd ?"
Satıcı cevaplar:
         - "Çok basit boşanmış Barbie ile birlikte; Ken'in evini, arabasını, mobilyalarını da alıyorsunuz."


Kayserili Yüzü

       Kayserili tras olacakti. Berber << buyurun >> deyip döner koltugu gösterince koltugu cevirdi, sirti aynaya gelecek sekilde oturdu. Berber sasirdi: Beyefendi, neden ters oturdunuz?
Kayserili, telassiz:
      - Sabah sabah, dedi, Gayserili yüzü görmek istemem de...
Kredi
         Paraya sıkışan Temel, kredi almak için bankaya gider. Banka müdürü kredi verebileceğini ama bunun için bir sağlık raporu getirmesi gerektiğini söyler:Temel bir anlam veremesede soluğu bir hastanede alır. Muayene bittikten sonra doktor; raporu müdüre göndereceğini ve Temel'e de ertesi gün bankaya gitmesini tembihler. Temel ertesi gün büyük bir merak ve heyecanla müdürün karşısına dikilir ama sonuç olumsuzdur. Sağlıklı olduğunu düşünen Temel sinirli bir şekil de raporu görmek istediğini söyler ve okuyunca şok olur.. Teşhis kısa ve nettir;
      -"Bahse konu kişide Kredi alacak göz var ama geri ödeyecek döt yoktur."


Fidye

        Dursun fena halde sıkıntıya düşmüştü.. Bir çocuk kaçırıp fidye istemeye karar verdi. Doğru, Yıldız Parkı'na gitti.. Orada kendi kendine oynayan bir çocukla ahbap oldu.. Trilyoner Temel'in oğlu olduğunu ögrenince, planını yaptı.. Çocuğu hemen bir kalın çınar ağacının arkasına çekti.. Cebinden çıkardığı kağıda fidye notunu yazdı:"Temel Bey, Oğlunu kaçırdım. Yarın sabah yedide, Yıldız parkındaki büyük çınar ağacının içindeki kavuğa, sarı bir çanta içinde 10 bin dolar bırak.. Dursun!."Notu çocuğun iç cebine itina ile yerleştirdi ve "Şimdi doğru eve git, baban bu notu okusun" dedi..Ertesi sabah yedi buçukta parka gittiğinde, çınarın kovuğunda sarı bir çanta içinde 10 bin doları buldu. Yanında bir de not vardı:"İste paran. Ama gene de bir Karadenizli'nin kendi hemşerisine bunu yapabileceğine inanamıyorum... Temel.."


Hakemler Bizde

        Bir devrin tüm as ve klas futbolcuları cennette buluşmuş. Cennetin baş meleği de futbol meraklısıymış. Şeytanı çağırtmış :
       - Cennetle cehennem arasında bir maç düzenleyelim ne dersin?
      - Boşuna oynamayalım, biz kazanırız, demiş seytan.
      -Olur mu en iyi futbolcular bizde. Ne kadar da kötü futbolcu varsa sizde.
Şeytan şeytanca gülümsemiş :
      -Ama bütün hakemler de bizde.


Oruç

    Dursun Temel'e sormuş
       - Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun?
Temel:
      - 100 tane demiş.
Dursun:
       - Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi oruçsuz yersin demiş. Bu espri Temel'in çok hoşuna gitmiş. Yolda Cemal'i görmüş ve hemen sormuş
       - Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun ?
Cemal:
       - 50 demiş.
       -Ha uşağum 100 deseydun sana müthiş bir espiri yapacaktum demiş.


Süper

      Temel arabayla giderken bakmış benzini bitiyor. Hemen en yakın benzinciye girmiş, pompanın yanında durmuş, arabadan inip benzin deposunu açmış, başlamış işemeye. Temel'in işediğini gören pompacı:
     "-Ya sen ne yapıyorsun, bu yaptığın normal mi?".
Temel "yooo Süper."




                                 Fren Sistemi

            Bir gün Temel,İtalyan ve Fransız fren testi yapıyorlarmış.İtalyan Ferrari ile duvara
1cm kala durmuş.
     İtalyan: Benim arabamda ABS var demiş.
     Fransız Audi ile duvara 1mm kala durmuş.
     Fransız:Benim arabamda ASR var demiş.
     Sonra Temel Doğan ile duvara geçirmiş.Temeli kan revan içinde arabadan çıkarmışlar.        İtalyan ve Fransız:Senin arabanda hangi fren sistemi var demişler.
     Temel:Benim arabada ASD (Anasını Satsan Durmaz) sistemi var demiş.


Balık Avı

         Temel Kuzey Kutbuna gider. Buzda balik avlamak çok popüler olduğunu duyar, hemen kendine bir olta alır ve bulduğu ilk geniş buzlu alanda işe girişir. Tam buzu kırmaya çalısırken gümbür gümbür bir ses duyar:
     -"Orada balık bulamazsin !".
      Ne olduğunu anlamayarak etrafına bakınır, ama sesin nereden geldiğini çözemez. Biraz ileriye gidip tekrar buzu kırmaya çalışırken ayni ses yine duyulur:
     -"Sana söyledim geri zekalı, orada balık bulamazsın !!".
Temel korku içinde basını yukarı kaldırır ve dehşet içinde sorar:
     -"Tanrım? Sen misin?".
Ayni ses cevap verir:
     -"Hayır, salak ben buz hokey sahasının bekçisiyim"


                             Temel'e Mercedes Lazım

        Bizim Temel ile Cemal bir gun luks bir otelin lobisinde harika bir hatun gorurler.Temel der ki, 'Ula Cemal, gidip bi bakayim, bu kadindan is cikar mi?'
Temel yaklasir kadina, sorar :
       - 'Benimle bi yemek yemek ister misiniz ?'
       - 'Bahse girerim su kapidaki Mercedes sizin degil'
       - 'Degildir'
       - 'Soyle iyi durumda bir banka hesabiniz da yoktur sanirim'
       - 'Yoktur'
       - 'Karadeniz kiyilarinda soyle iki katli bir ciftlik eviniz de yoktur heralde'
       - 'Yoktur'
       - 'Hadi o zaman cek arabani!'
Temel boynu bukuk doner Cemal'in yanina :
       - 'Ula Cemal, benim Limuzini sana versem Mersedesini bana verirsin?'
       - 'Veririm Temel'im'
       - 'Bi telefon etsem kendi bankamda bana hesap acarlar mi ?'
       - 'Acarlar Temel'im'
       - 'Tamam o da kolay da, heralde bizim peder ucuncu kati yikmama izin vermez'

                                  Burası Amerika

       Temel Dallas'daki kuzeni Dursun'u görmeye gitmis. Dursun Temel'i havaalaninda karsilamis. Beraberce disari çikmislar. Temel bir bakmis 10 metre boyunda bir limuzin! "Uyyy, amma da büyük bu, da!"
Dursun hafifçe gülmüs.
     -"Temelim burası Amerika! Bura da herbirsey büyük!"
Yola çikmislar, Dursun'un çiftliğinin kapisindan içeri girmisler. Git git bir türlü eve varmiyorlar. Temel saskinlik içinde:
      -"Uyy, amma da büyük çiftlik daaa!"
Dursun gene hafifçe gülmüs.
      -"Temelim burası Amerika! Burada herbirsey büyük!"
Neyse, aksam olmus, yemek salonuna geçmisler. Salonun ortasinda kocaman bir masa. Bir ucunda Temel bir ucunda Dursun. Temel Dursun'u taa uzaktan zor seçiyor.
       -"Uyy!" diye bağarmis. " Amma büyük masa, da!"
Dursun'un sesi gelmis
      -"Temelim burasi Amerika! Bura da herbirsey büyük!"
Yemekten sonra Temel'in tuvalete gitmesi gerekmis. Dursun:
     -"Temel'im, alt kata in, soldan üçüncü kapi" diye tarif etmis. Temel alt kata inmis ama sol yerine sagdan üçüncü kapiya girmis. Orasi evin havuzunun oldugu yermis.Her yer karanlik oldugu için Temel elektrik düğmesini ararken havuza düsmüs. Can havliyle bağırmaya baslamis:
      -"Sifonu çekmeyiiin!!Sifonu çekmeyiiin da ! "

Adanalı ile Kayserili

       İki tane çiftçi, biri Adanali, digeri Kayserili... sohbet ederken, tabi haliyle zenginlikleriyle övünecekler... Kayserili tarlalarinin çoklugundan, isçi yetistirememekten, ürünlerin her sene telef olmasindan bahsedince Adanali atlıyor:
     - "Benim çiftlikte, sabah günes dogmadan biniyoruz arabaya, aksam oluyor, biz hâlâ çiftliğin öteki ucuna yetisemiyor oluyoruz, çaresiz geri dönüyoruz".
Kayserili de hiç bozuntuya vermeden lafı yapistiriyor:
       -"Yahu bizim de vardı öyle bir arabamiz ama geçen sene sattik, illet onlarla yolculuk ya..."

 


Avcı Temel

       Dört kişilik avcı grubu, tecrübeli avcı Temel'in önderliğinde ormanda ilerlemektedirler. Karşılarına küçük bir delik çıkar. Temel yatın yere tavşan deliği! Bütün avcılar yere yatarlar. Gerçekten bir müddet sonra delikten tavşan çıkar. Avcılar hemen vururlar.Tekrar yürümeye başlarlar. Bir süre sonra büyük bir delik çıkar karşılarına. Temel: "Yatın yere, tilki deliği!" Yatarlar. Biraz sonra tilki çıkar onu da vururlar. Tekrar yürürler.Bu defa daha büyük bir delik çıkar. Temel:" Yatın yere ayı ini", Yere yatarlar ve çıkan ayıyı vururlar. İyice keyiflenen avcılar yürümeye devam ederler. Kısa bir zaman sonra kocaman bir deliğin başında dururlar. Acemiler hep birden Temel'e bakarlar. Temel:"Uşaklar ne çıkacağunu bilmeyrum. Ama yatın ne çıkarsa bahtumuza!" Ertesi gün gazetelerde:
     -Dört avcı tren altında can verdi...



Alkol Kontrolü

          Trafik memurları bir gün, trafik kontrolü yapıyorlarmış. Karşıdan gelen Temel ile Fadime’yi gören komiser hemen arabayı durdurmuş. İkisini de emniyet kemeri takılmış görünce,
        - Ya beyefendi bu gün yaptığımız kontrolde tek emniyet kemerini takan çift sizsiniz, bu yüzden size 500 milyon ödül veriyoruz der. "Ama merak ettik bu parayla ne yapacaksınız. Temel sevinçle
        - "Ne yapacağım hemen gidip kendime bir ehliyet alacağum der. Komiser şaşkın şaşkın
        - "Ne ehliyetiniz yok mu der, Fadime olayı toparlamak için, kusura bakmayın memur bey Temel içince ne dediğini bilmez” der. Komiser daha da şaşkınlıkla
        - "Ne bir de içkili misiniz diye haykırır. Arkadan yaşlı adam öne atılır ve
        - "Ben demiş idum çalıntı arabayla yola çıkmayalum başumuza bi iş gelir diye. Komiser neye uğradığını şaşırmışken, bagajdan atlayan İdriste koşa koşa gelerek
    -"Ne oldi geçtuk mi sınırı"der.


                                   Aynı yerde

         Temel uzun zamandir görmedigi arkadasi Cemal'le Istanbul'da karsilasinca :
           - Usak nasilsun pakayum?
           - Iyiyum...
           - Çocuklarin nasildur?
           - Onlar da iyidur.
           - Peki karin nasildur?
Temel böyle sorunca Cemal'in birden yüzü degisir...Temel arkadasinin karisinin geçen yil öldügünü hatirlayip hemen söyle der:
      - Yani hala ayni mezarda mi yatiyii?
Temel Dursun'a misafirliğe gitmiş. Fakat bi zaman sonra bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başlamış. Dursun :
       - "Temel bu akşam gitme, çok yağmur yağıyor. Burda kal yarın gidersin.Yoksa çok ıslanırsın" demiş. Temel kabul etmiş. Bir ara Temel ortalıktan kaybolmuş. Sonra kapı çalmış. Kapıyı açan Dursun Temel'i sırılsıklam karşısında görünce şaşkın bi halde sormuş:
       - Ula Temel bu ne hal? Temel de :
       - "Haçan pijamalarımı almağa cittum da " demiş.


T.H.P

             Temel sabah uçağı ile parise gidiyor. İşlerini tamamlayıp akşam uçağı ile İstanbul'a dönmek istemekte...aksilik uçagi kaçırır. Saat 23.30 de lüks bir otelin yolunu tutar.Odasına çıkıp uyur. Sabah saat 7'de resepsiyona gidip hesabını sorar.Eline bir fatura uzatırlar Temel şaşırır.Ulan bir başımızı koyduk ve kalktik 400 dolar... Olurmu. der.
         - Ama efendim hizmetlerimiz var.
Temel faturaya bakar T.K.P 100$
        - T.K.P ne?
        - Tenis kortlarını kullanma parası.
Ben kullanmadım ki der temel.
       - Kullansaydınız efendim 6 tane kortumuz var der
Resepsiyon memuru yine bakar H.K.P 150$
      - Bu ne?
      - Havuzu kullanma parası
      - Kullanmadim ki der temel. Resepsiyon memuru gayet sakin bir şekilde kullansaydiniz 3 tane havuzumuz var 2 tanesi olimpik.
Temel çok sinirlenir ve hemen bir kalem ister. Faturanın altına aynen sunu yazar.T.H.P 500$. Ve resepsiyon memuruna uzatır:
       - Ver bakalım 100$ sizinde bana 500$ borcunuz vardır, der Temel. Resepsiyon memuru şaşırır.
      - T.H.P ne oluyor?
      -Temeli Halletme Parası.
     -Aman efendim olurmu öyle şey estağfurullah. der resepsiyon memuru.Kardesim Temel burdaydı halletseydiniz bütün gece...
Laz olduğun için
             Temel ilkokulun 1.sınıfına başlar,ilk gun koşa koşa eve gelir ve annesine Anne anne! öğretmen bugün okulda sayıları oğretti, herkes 9'a kadar sayabildi ben tam 14'e kadar saydım , laz olduğum için mi ?Annesi: Evet yavrum laz oldugun için. Temel cok sevinir,
2.gun okula gider ve yine koşa koşa gelir ve annesine :
         -Anne anne! öğretmen okulda alfabeyi öğretti, herkes d'ye kadar öğrendi ben h'ye kadar öğrendim laz olduğum için mi? der
Annesi: Evet yavrum laz olduğun için. Temel artık yerinde duramaz ertesi gun okuldan acayip mutlu bir şekilde gelir ve annesine :
        -Anne anne bugun okuldaki arkadaslarımla boylarımızı karşılaştırdık,herkesinki 80-90 cm benimki 160 cm. laz olduğum icin mi? der
Annesi: Hayir yavrum onlar 6 yaşında sen ise 16 yaşında olduğun için.


Yardım

              Temel ıssız dağlarda gezerken ayağı kayar ve bir uçurumdan asağı düşerken, yamaçtan dışarı doğru büyümüş bir ağaca zorlukla tutunur.Tek eli ile asılı vaziyette başlar bağırmaya "KİMSE YOK MİDUUUURKİMSE YOK MİDUUUUR!"yakınlarda sesini duyacak kimse yoktur. Temel saatlerce aynı pozisyonda bağırmaya devam eder."KIMSE YOK MIDUUUUR ! KIMSE YOK MIDUUUUR!"Aslen keyfine düşkün olan bu kulunun zor durumunu ve feryatlarını duyan Tanrı dayanamaz ve gök gürlemesini andıran bir ses duyulur:
           -"EEEY KULUM TEMEL SEN DE BİLİYORSUN BUGÜNE KADAR BENİM EMİRLERİME PEK RİAYET ETMEDİN, RAKI İÇTİN, KUMAR OYNADIN, BAŞKASININ MALINA GÖZ DİKTİN, ÇAPKINLIK YAPTIN. ANCAAAAK ŞU HALİNE DAYANAMADIM VE SANA BIR SANS DAHA VERMEK İSTERİM. EĞER İYİ BİR KUL OLMAYA SÖZ VERİRSEN SENİ KURTARACAĞIM!"
             Ses kesilir. Bir sure daha sessiz kalan Temel başlar tekrar bağırmaya:
           -"BAŞKA KİMSE YOK MİDUUUUUR! BAŞKA KİMSE YOK MİDUUR!"


Zengin

      Temel son işinde nihayet başarılı olmuş, para kazanmış.
         -Temel zengin oldun ama borçlarını ödemiyorsun neden ? diyenlere Temel'de
         - Zengin oldu da değişti demesunler diye demiş.


Marangoz

           Marangoz Temel'in başına bir iş kazası gelmiş.Kulağı kopmuş.Hastaneye kaldırmışlar.Kulağını dikecekler.Şiddetle itiraz ediyormuş.
           - Bu benim kulağum değildur."
Merak edip sormuşlar nerden anladın diye.
          - Benimkinin ardında bir kurşun kalem var idu" demiş..


Yol Tarifi

        Bir tır şöförü kaza yapmış.Temel'in evinden içeri girmiş.
          - Yolumu şaşırdum da Rize'ye nasul cideceğum? demiş.Temel'de ,
          - Koridoru keceyisun, salondan sağa .sapayisun, tümdüz cideyusun.



TEMEL CATIDA

          Bizim temel kiremitleri onarirken catidan dusmus.Bunu goren komsulari kosturup gelmisler olay mahalline... Temel ustunu basini temizlemeye koyulmus... akabinde komsulardan biri sormus " ula usagum nooldi da?" Temel :
          -"Valla ben de nooldugini bilmeyrum yeni geldim da"
                Kola Makinası

       Temel kola makinalarinin birinin karsisina geçmis, jeton atip kola aliyormus.jeton atip kola aliyomus jeton atip kola aliyomus. Yanina kendi halinde bir adam gelmis ve;
           - ' ha Temel ne yapiyursun da' demis. Temel'de;
           - ' Karisma usağum sansim yaver gideyur' demis.

DALGINLIK

        Tabiat bilgisi öğretmeni hayli dalgındı. O gün öğrencilerine elektrik akımının bir kurbağa üzerindeki etkisini göstermek istiyordu.
      --"Bunun için sizlere çok yakından tanıdığınız bu sevimli hayvanlardan bir tane getirdim " dedi.. çantasını karıştırdı ve çıkara çıkara bir sosisli sandviç çıkardı. Şaşkın şaşkın sandviçe baktıktan sonra şöyle mırıldandı:
       --"Allah ! Allah! Peki, ama ben bu sosisli sandviçi saat 10:00'da yememiş miydim?"

adklik