OYUNLAR

AÇIK HAVA OYUNLARI
Kovalamaca oyunları
Saklambaç

Saklambaç en az 4 kişiyle oynanır.Bir ebe bir tane duvara önünü dönerek sayar. Ebe en az 50 ye kadar dışından sayar. Bu sırada diğer oyuncularda ebe sayana kadar farklı veya aynı yerlere saklanırlar. Ebe saymayı bitirince oldu diye bağırır ve gözünü açar ve diğer oyuncuları bulmaya çalışır.Diğer oyuncular ise ebe kalenin başından ayrıldığını görünce ebenin saydığı duvara sobe diyerek ebelemeye çalışırlar.Ebeliyen kişiler ebe olmaz. Ondan sonra ebe diğerlerini bulmaya çalışır. Eğer ebe bir kişiyi görüpte onun adını yanlış söylerse diğer oyuncular saklandığı yerden çıkar ve çanak çömlek patladı diye bağırırlar ve ebe olan kişi yeniden ebe olur. Bu oyunu oynarsanız eğer akşam oynamayı tercih edin...Bu oyunda ebe birisini uzun süre aradıysa ve bulamadıysa o kişinin ismini söyleyip topal kurt diye bağırır ve ismini söylediği oyuncu tek ayak üstünde gelerek sobeler fakat ebe topal kurt dediği zaman oyuncuyu sobeler.

Köşe kapmaca
Genellikle sokakta oynanır. Çünkü sokaklar, oyuncuların kendilerine köşe olarak tutmaları gereken bina kapıları, iki ağaç ya da pencere arası gibi yerler açısından daha zengindir. “Köşe Kapmaca” az sayıda kişiyle oynanır. Ebe diğer oyunculara göre ortada bir yerde durur. Oyuncular ebeye yakalanmadan, birbirleriyle köşeleri sürekli değiştirmeye çalışırlar. Bu değiştirme sırasında ebeye yakalanan oyuncu köşesini kaybeder ve kendisi ebe olur. Oyuncular, sözde yer değiştiriyormuş gibi hareket edip ebeyi yanıltabilir.

Gölge kovalamacası
Gölge Kovalamacası'nı oynayabilmek için güneşli bir hava gerekir. Bu oyun, ebe olan oyuncunun öbür oyuncuların gölgelerine basma esasına dayanır. Bu oyunda, ebenin gölgeye basıp basamadığına karar verecek bir de hakem seçilir.Oyun bu şekilde devam eder.En son kalan kişi 1. seçilir.Bir el boyunca dokunulmazlık kazanır

Yağ satarım
Yağ satarım oyununda önce bir ebe belirlenir. Oyuncular yüzleri birbirine dönük halka oluşturacak biçimde yere otururlar. Ebe bir mendilin ucunu düğümleyerek eline alır. Bunu arkasında saklayarak halkanın çevresinde dolaşmaya başlar. Bu sırada da oyuna adını veren şarkıyı söyler:


Yağ satarım, bal satarım,
Ustam ölmüş, ben satarım.
Ustamın kürkü sarıdır.
Satsam 15 liradır
Sağa bak sola bak
Dön arkana iyi bak.
Dolaşırken mendili belli etmeden oyunculardan birinin arkasına yere koyar. Arkasına mendil bırakılan oyuncu, bunun farkına vardığı anda mendili alarak ebeyi kovalamaya başlar. Ebe, yakalanmadan onun yerine oturursa, mendili alan çocuk ebe olur; yakalanırsa, oyun aynı ebeyle devam eder.

Top ile oynanan oyunlar
Yakar Top
Yakar top oyunu sayıları eşit iki grup ile oynanır (en az dört kişi iki kişi bir gruba iki kişi de bir gruba). Sonra ikiye bölünen bir uzunluğu kapsayan iki çizgi çizilir bu çizgiler eşit aralıkta olmak üzere ortadan bir çizgi ile ayrılır. Oyun sahası çizildi... Sıra oynamakta. İlk önce yazı tura atılarak topun hangi gruptan başlayacağı seçilir. Sonra herkes istediği sahaya geçer (tabi herkes kendi grubunun sahasına geçer). Her grubun bir kalecisi olur. Kaleciler orta çizginin ayırdığı iki çizgiden birine geçer ama grubunu vurmamak için grubunun olmadığı tarafa geçer. Bu oyunda en önemlisi kimse can veremez vurulan kaleye geçer topu havadan kapan can tutmuş olmaz yere değdikten sonra top size değerse vurulmuş sayılmazsınız vuruldunuzda herhangi bir kişi yere değmeden o topu kaparsa vurulmuş olmazsınız ve kaleciniz topu size yollarken topu tuttuktan sonra yere düşürmüş veya bir yerinize değip topun yere düşmesi sizin oyundan çıkmanızı sağlamaz çünkü kendi kaleciniz. Ve bazı oyunların kuralları farklı oyuna başlarken kurallara belirlemelisiniz sonrakurallar hic değişmez

İstop
İstop oyununda oyuncular bir daire oluştururlar.Topu bir oyuncu havaya atar, bir isim söyler ve o kişi hemen topu tutmaya çalışır. Seçilen kişi topu havada tutabilirse o da isim söyler. Tutamazsa bu kez bir renk söyler ve oyuncular oyun alanında bu rengi bulmaya çalışırlar. Bu süre içinde de ebe olan oyuncu topla diğer oyunculardan renk bulamayanları vurmaya çalışır. Vurabilirse sıra vurulan oyuncuya geçer ve o bir renk söyler,herkes söylenen rengi bulabildiyse bu kez ebe olan kişi ve oyuncular tekrar bir daire oluştururlar ve ebe olan kişi bir isim söyler, oyun aynı şekilde devam eder.

Top Yetiştirme
Öğretmen öğrencileri iki gruba ayırır.Gruplar arka arkaya sıraya dizilir. Öğrenciler bacaklarını omuz genişliğinden biraz fazla açarak beklerler. Grupların başındaki öğrencilerde bir tane top vardır. Öğretmen başla deyince öndeki öğrenci topu bacak arasından arkadaki öğrenciye verir. Bu şekilde öğrenciler topu yere düşürmeden en arkadaki öğrenciye ulaştırır. Topu alan arkadaki öğrenci öne gelerek bacak arasından topu arkadaşına verir oyun bu şekilde devam eder. İlk baştaki öğrenciye top tekrar geldiğinde topu öğretmene getirir.

On pas
Sınıf mevcudu iki grup oluşturacak şekilde ayrılır. Kura çekilir. Kurayı kazanan grup oyuna başlar. Topu alan takım kendi takım arkadaşlarıyla paslaşmaya başlar. Kendi aralarında paslaşırken yüksek sesle birer birer ona kadar bu paslaşmaya devam eder. Paslaşma devam ederken topun yere düşmesi, rakip takımın eline değmesi veya rakip takımın eline değip yere düşmesi halinde saymaya sıfırdan başlanır. On pası tamamlayan takıma bir puan verilir. Topu puan alan takım oyuna sokar. Grup içinde paslaşırken rakibi de tutma, çekme ve itme olmayacaktır. ve kurallara uymayanlar oyundan cıkıyor

İsim Ebesi
İsim ebesi oyununda yerden yüksek oyununa benzeyen bir oyun oynanır.İlk önce oyuncular yanyana dururlar ve 1 2 ve 3 deyince hepsi karşıdaki yüksekliğe geçen bu koşmacayı en yavaş bitiren ise ebe sayılır.Ebe herhangi 29 harften herhangi bir harf söyler ve oyuncular bu harfle başlayan bir şarkı buşurlar ancak bu harf ya şarkının en başında yada nakaratın başında olur ortadan başlanmaz.En sonunda geriye kalan kişi için bir süre beklenir eğer bulamazsa ve kişi görmeden karşıya geçemzse 10'a kadar sayılır eğer bu süre içindede bulamazsa bu kez o oyuncu ebe olur.


Ev içi oyunları çoğunlukla bir halka oluşturarak oynanır. "Nesi var?" oyununda bir kişi ebe seçildikten sonra, diğerleri birlikte bir nesne ya da kişi belirlerler. Ebe her çocuğa sırayla "Nesi var?" diye sorarak, aldığı dolaylı yanıtlarla belirlenmiş nesnenin ne olduğunu anlamaya çalışır. Bir bilgisayarın nesne olarak belirlendiğini varsayalım:
- Nesi var?
- Camı var.
- Nesi var?
- Yazısı var.
Ebe kimin yanıtı üzerine tutulan nesneyi bilirse, o ebe olur ve oyun böyle devam eder. Ebenin daha önceden saptanan sayıda soru sormasına karşın nesneyi bilememesi durumunda, ebeliği sürer.


"Körebe" oyunu, 10-12 çocukla oynanır. Önce ebe belirlenir ve ebenin gözleri bir bezle bağlanır. Oyun adını, ebenin gözlerinin bağlanmasından alır. Ebe ortada kalacak biçimde oyuncular bir halka oluştururlar.


Türkü söyler döneriz
Bil bakalım biz kimiz
Elindeki değnekle
Göster bizi körebe
Sözlerini yinelerken halkayı bozmadan el çırparak ebenin çevresinde dönerler. Ebe bu sırada kollarını öne doğru uzatarak dokunduğu kişinin başını, yüzünü ve üstünü elleriyle yoklar. Kim olduğunu anlayabilirse adını söyler. Eğer tanırsa, dokunduğu oyuncu ebe olur. Tanıyamazsa, oyun aynı ebeyle sürer. Körebe evin içinde oynandığı gibi dışarıda da oynanır.

EV İÇİ OYUNLARI

Kâğıt ve kalem oyunları
İsim, Şehir, Bitki, Hayvan

Önce bir tablo çizersin bu tabloya İsim,şehir,hayvan,bitki,eşya,artist ve sonuna not yazarsın bir kişi içinden alfebeyi sayar yanındaki kişi ona dur değince sayan kişi durur kaldığı harfi söyler bununla ilgili İsim, şehir bitki hayvan eşya artist bulunur eğer doğru bulduysan sana 10 puan gelir. .eğer karşındaki bir soruyu boş bırakırsa ya da yanlış yazarsa,sen yazarsan onun da 10 puanı sana geçer ve toplam 20 puanın olur.sen boş bırakırsan senin 10 puanın ona geçer.Fakat ikiniz de aynı şeyi yaparsanız yani mesela isim yerine ikinizde a harfinden ayşe yazarsanız ikiniz de 5 puan alırsınız.

Telgraf Oyunu
Oyunda önce bir sözcük seçilir ve her oyuncu, her biri seçilen sözcüğün harfleriyle başlayan sözcüklerden oluşan bir telgraf yazmak zorundadır. Örneğin "BOYACI" sözcüğü ile "Bütün Oyuncular Yarın Artık Cem'i Isırabilirler" gibi bir telgraf oluşturulabilir. Telgrafı yazmak için beş dakika süre verilir ve en komiğini yazan oyuncu ödüllendirilir. "Sözcük Uydurmaca" oyunu, bir sözcük seçimiyle başlar. Sonra belli bir süre içinde, seçilen bu sözcüğün harfleriyle olabildiğince çok yeni sözcük türetilir. En çok sözcük türeten oyuncu başarılı olur.

Kim kiminle ne zaman nerede ne yapıyorlar?
Kim kiminle ne zaman nerede ne yapıyorlar? Oyunu kâğıt ile oynanır. Kâğıda kim kiminle ne zaman nerede ne yapıyorlar? Yazılır. Kelimeleri ayırmak için çizgiler çizilir. Kaç kişi varsa o kadar kâğıt harcanır. Kimse birbirine göstermeden kim bölümünü doldurur(örneğin hasan) Sonra kim bölümü katlanır, kâğıtlar oyuncularla değiştirilir. Bu böyle devam eder. Bittiğinde kâğıtlar açılır. Hepsi okunur. Kelimeler birleştirilir. Ortaya garip veya komik cümleler çıkar.

Amiral Battı
İki oyuncuyla oynanır. İki oyuncu da kâğıtlarına iki büyük kare çizer. Bunları enine ve boyuna 10’ar çizgiyle 100 kareye bölerler. Küçük kareleri tanımlamak amacıyla, büyük karelerin üst tarafına A’dan başlayarak harfler, sol kenarın da 1’den 10’a kadar rakamlar yazılır. Büyük karelerden biri oyuncunun kendi savaş alanı, diğeri rakibinin savaş alanıdır. Her oyuncu kendi savaş alanının kareleri içine gemilerini yerleştirir: Bir adet Amiral (XXXX ile gösterilir), iki adet Kruvazör (XXX ile gösterilir), üç adet Muhrip (XX ile gösterilir) ve dört adet Denizaltı (X ile gösterilir). Oyunculardan biri, elindeki boş kareler üzerinden, önce bir rakam sonra da bir harf söyleyerek rakibinin gemilerinin karesini bulmaya çalışır (oyundaki ifadesiyle rakibinin bir karesine ateş eder). Bulduğunda (isabetli atışta) da gemiyi batırmış olur. Örneğin 6’nın C’si, 2’nin F’si, 10’nun D’si gibi. Gemileri saldırıya uğrayan oyuncu da karşısındakine, "Amiral yara aldı", "Bir denizaltı battı" türünden bilgi verir. Üç atıştan sonra sıra öbür oyuncuya geçer. Oyunu, tüm gemileri önce kim batırırsa o kazanır.

S.O.S Oyunu
Kareli ya da düz bir kâğıda, düzenli aralıklarla soldan sağa ve yukarıdan aşağıya, hayali bir kare oluşturacak biçimde eşit sayıda noktalar koyulur. Örneğin, 10 x 10 bir kare oluşturacak gibi 100 adet nokta işaretlenir. Oyun iki kişiyle oynanır. Oyunu başlatan kişi, iki noktayı birleştiren bir çizgi çeker. Amaç çizgileri kareye tamamlayarak, en çok kutuyu elde etmektir. Son çizgiyi çizip kareyi tamamlayan oyuncu, karenin içine kendi işaretini koyar (örneğin, adının baş harfini). Rakipler birbirlerine kutu kaptırmamaya bakarlar. 100 karelik bir bir oyunda 51 ve daha fazla kare alan oyunu kazanır.

S.O.S 2
"SOS", kâğıt kalemle oynanan en basit oyunlardan biridir. İki oyuncuyla oynanır. Kâğıda karşılıklı dört çizgi çizilir ve ilk oyuncu karelerden birine bir "çarpı", öbürü ise başka bir kareye bir "sıfır" koyar. Oyun böylece sürer ve oyuncular dikey, yatay ya da çapraz sırada üç çarpı ya da üç sıfır elde etmeye çalışırlar.

Sıcak Soğuk
"sıcak soğuk oyunu", küçük çocukların sevdiği bir oyundur. Ebe seçiminden sonra cisim bir yere saklanır. Ebe cisime yaklaşırsa, çocuklar hep bir ağızdan "sıcak", uzaklaşırsa da "soğuk" derler. Bu oyun, cisimin yerini belirtmek için el çırparak da oynanır. Ebe saklanan cisime yaklaştıkça el çırpma kuvvetlenir, uzaklaştıkça yavaşlar.

"Cicoz" da denen “sıcak soğuk oyunun yüzük uzun bir sicime geçirilir ve sicimin iki ucu birbirine bağlanır. Oyuncular bir halka oluşturarak otururlar, bir elleriyle ipi tutarken öbürüyle cismi ebeye göstermeden birbirlerine geçirirler. cisim elden ele geçerken, "Al cicozu, ver cicozu, geldi cicoz, gitti cicoz. Haniya cicoz, işte cicoz. Kimde cicoz, bende cicoz" diye bir türkü tuttururlar. Ortada duran ebe cismin kimin avucunda olduğunu tahmin etmeye çalışır; şüphelendiği oyuncuya elini açtırır. cismi bulursa ebeler değişir. Bulamazsa oyun sürer.

“Bom Oyunu"nda, gene 8-10 ya da daha çok sayıda kişi oturarak bir halka oluşturur. Oyunculardan biri "Bir"den itibaren sırayla saymaya başlar. Sayarken oyuncunun, beş, on, on beş gibi beşin katlarının yerine "Bom" demesi gerekir. "Bom" demeyi unutarak sayı söyleyen oyuncu oyundan çıkar. Hiç yanlış yapmayarak sona kalan kişi oyunu kazanır. Oyunu biraz zorlaştırmak için üçün ya da yedinin katları da “Bom” olabilir.

"Estepeta" denen oyunda da önce bir ebe seçilir. Ebe çocukların dalgın bir anını kollar ve "Estepeta!" diye bağırır. Ebeyi duyan çocuklar, oldukları yerde kalmak zorundadırlar. Ne kımıldayabilir, ne de konuşabilirler. Bu durum ebenin "Boz!" demesine kadar sürer. Ebe "Boz" demeden kımıldayan ya da konuşan olursa, bu kez o ebe olur. Bazı yörelerde bu oyuna "Tıp" denir.

İğne-İplik Oyunu
"İğne-İplik Oyunu", eşit sayıda oyuncudan oluşan iki grupla oynanır. Her gruba bir dikiş iğnesi ve iplik verilir. "Başla!" uyarısıyla birlikte, her iki grubun ilk oyuncuları ipliği iğneye geçirir. İkinciler çıkarır, üçüncüler geçirir, böylece sonuncu oyuncuya kadar oyun sürer. Önce bitiren grup oyunu kazanır.

"Sözcük Bulma", çocuklar ile yetişkinlerin birlikte oynayabildiği bir oyundur. İki takım arasında oynanır. Sözcüğü seçen takımdan seçilen bir oyuncu, sözcüğü karşı takıma pantomimle anlatmaya çalışır. "Keçiboynuzu" gibi bileşik sözcükler bölünerek anlatılabilir.

HAFIZA OYUNLARI
Teyzem Çarşıya Gitti
Teyzem Çarşıya Gitti oyununda ilk oyuncu "Teyzem çarşıya gitti ve... (A harfi ile başlayan bir nesne) aldı" der. İkinci oyuncu bu cümleyi tekrarlayıp, A harfi ile başlayan yeni bir nesnenin adını söyler. Oyuncuların "Teyzem çarşıya gitti ve bir ananas, bir atkı, bir ayakkabı, bir anahtar, ... aldı" gibi önceden söylenen nesneleri anımsaması ve her seferinde yeni bir nesne adı söylemesi gerekir. Sözcük bulamayan ya da geciken oyundan çıkar.

Babam Çin'den Geldi
Babam Çin'den Geldi oyununda, oyunu başlatan oyuncu Babam Çin'den geldi dedikten sonra, yanındaki "Ne getirdi?" diye sorar. Yanıt "Bisiklet"se, tüm oyuncular sözde pedal çevirmeye başlar. İkinci oyuncu da, "Babam Çin'den geldi" der ve "Ne getirdi?" sorusuna, örneğin "Yelpaze" yanıtı verdikten sonra, oyuncular pedal çevirmeyi sürdürürken, bir yandan da yelpazelenmeye başlar. Oyun bunun gibi, hareketle anlatılabilecek yanıtlarla sürer.

Çağrışım Oyunları
Oyununda oyunculardan biri aklına ilk gelen sözcüğü (örneğin, deniz) söyler. Sonraki oyuncu bu sözcüğün çağrıştırdığı bir başka sözcüğü söyler (örneğin, balık). Oyun bu şekilde birbirini çağrıştıran sözcüklerle sürer ve böylece bir sözcükler zinciri oluşur. İlgisiz sözcük söyleyen kişi oyun dışı kalır. Her oyuncu üçer sözcük söyledikten sonra oyun durur ve zincirin hiçbir halkasını atlamadan geriye doğru, yeniden "deniz" sözcüğüne ulaşmaya çalışılır.

Bellek Oyununda, içinde herkese bir dakika süreyle gösterilir. Seçilen nesnelerin kolay akılda kalacak türden olmamasına dikkat edilir. Tepsi ortadan kaldırıldıktan sonra, her oyuncu aklında kalan nesnelerin adlarını yazar. Nesnelerin çoğunu hatırlayan kişi oyunu kazanır.

Tadını Anlama oyununda, yarım düzine kadar bardak değişik içeceklerle doldurulur. Oyuncuların gözleri bağlanır ve yalnızca tadına bakarak bardaklardaki içeceklerin ne olduğunu anlamaları istenir.

Ne Kokuyor? da buna benzer bir oyundur. Fincan tabaklarına adaçayı, nane, kekik, tütün gibi şeyler koyulur. Her tabağın üzeri bir bez parçasıyla örtülür. Oyuna katılanlar kokularından tabaktakilerin ne olduğunu anlamaya çalışır.

Ses Algılamada, oyuncuların gözü bağlanır. Oyuncular, tahta bir yüzeye yüksekten bırakılan nesnelerin çıkardığı sesten ne olduğunu anlamaya çalışırlar.


MÜZİKLİ OYUNLAR
Paketi Geçir oyunu
Paketi Geçir oyunu, ödülle sonuçlanan bir oyundur. Ödül olarak belirlenen bir nesne kâğıtla birkaç kat sarılır. Oyuncular bir halka oluşturacak biçimde otururlar ve müzik çalarken paketi birbirlerine geçirirler. Müzik durduğu anda elinde paket kalan oyuncu onu açmaya başlar, ama müzik yeniden başlar başlamaz paketi diğerine geçirir. Paketin en son katını açan oyuncu oyunu kazanır ve ödülü alır.

müzikli sandalyeler oyunu
Müzikli Sandalyeler Oyununda, sandalyeler halka oluşturacak biçimde sırt sırta dizilir. Sandalyelerin sayısı oyuncuların sayısından her zaman bir eksiktir. Oyuncular müzik çalarken sandalyelerin çevresinde müziğin ritmine uyarak yürürler. Müzik durunca en yakın sandalyeye otururlar. Açıkta kalan oyundan çıkar ve her duruştan sonra da bir sandalye eksiltilir. Böylece sonunda bir sandalyenin çevresinde dönen iki oyuncu kalır. Sandalyeyi kapan kazanır.

Müzikle Zıplama Oyunu
Küçük çocukların oynadığı Müzikle Zıplama Oyununda, oyuncular müzik çalarken zıplarlar. Müzik durduğunda yere oturup bağdaş kurarlar. Bağdaş kurmada sona kalan oyuncu oyundan çıkar.
Şarkılı yerden yüksek
Bu oyun aynı yerden yüksek oyunu gibidir.Ancak bu oyunda ebe alfabeden bir harf söyler(Ğ hariç).Oyuncular ebenin söylediği harf ile başlayan bir şarkı söyleyerek karşıya geçmelidir.Ebe diğer oyuncuları şarkı söylerken ebeliyemez ama şarkı bulamayan ve söyleyemeyen kişiler karşıya kaçabilir ve ebe onları ebeleyebilir.Karşıda tek bir kişi varsa ebe çok az bekler ve 10'dan geriye sayar.Ebe saymayı bitirdiği zaman karşıda tek kalan kişi ebe olur.Bu oyunda kurtarma da vardır.Kurtarma şöyle olur:Söylenen harfle bir şarkı bilen kişi karşıdan bir kişiyi kendi şarkısıyla karşıya geçirir.Oyun böyle devam eder.


Sözcük oyunları

"Gezginin Masalları Oyunu"nda ilk oyuncu yanındakine "Duyduğuma göre A....'ya geziye gidiyormuşsun. Orada ne yapacaksın?" diye sorar. Yanındaki oyuncunun, sözcükleri "A" harfiyle başlayan bir yanıt vermesi gerekir. Örneğin, "Anneme çiçek alacağım" gibi. Bundan sonra ikinci oyuncu, üçüncüye aynı soruyu "B" ile başlayan bir yer söyleyerek sorar ve oyun böylece sürer.


"Ünlüler Oyunu"nda, oyunu yöneten bir harf söyler. Amaç, o harfle başlayan bilim adamı, devlet adamı, sanatçı, sporcu gibi ünlü kişilerin adlarını sıralamaktır. Örneğin "A" ile başlayan Atatürk, Aristo, Andersen, Arşimed gibi. En çok ad yazan oyunu kazanır.


"Hece Oyunu"nda ilk oyuncu bir sözcük söyler. Yanındaki bu sözcüğün son hecesiyle başlayan yeni bir sözcük türetir. Örneğin "reklam"dan sonra "lamba". Bundan sonraki oyuncu "başak" dedikten sonra, yanındaki oyuncunun "şak" hecesiyle başlayan bir sözcük bulması gerekir. Bulamayan kişi oyundan çıkar. Sona kalan oyuncu oyunu kazanır.


"Hortlak" oyununda her oyuncu, özel adlar dışında bir sözcük oluşturmak için sırayla alfabeden bir harf söyler. Ama sözcüğün kendisinde bitmesini engellemeye çalışır. İlk oyuncu "s", ikinci "i", üçüncü "n", dördüncü "e" diyebilir. Beşinci eğer "k" derse, sözcük tamamlanmış (sinek) olur ve beşinci oyuncu bir “can” kaybeder. Oyunda üç can kaybeden oyuncu "hortlak" olur. Üç harfli bir sözcük için ceza uygulanmaza.


"Dedektif Oyunu"nda, bir şapkanın içine oyuncu sayısı kadar katlanmış kâğıtlar koyulur. İki kâğıttan birine "Katil", öbürüne de "Dedektif" yazılır. Bu ikisi dışında kâğıtların tümü boş bırakılır. Her oyuncu şapkanın içindeki kâğıtlardan birer tane çeker. Dedektifi çeken oyuncu kimliğini açıklar. Tüm ışıklar söndürülür ve oyuncular evin içine dağılırlar. Bir süre sonra "Katil" kendine bir kurban seçer ve ona sarılır. Kurban "Katil var!" diye bağırarak kendini yere atar. Katilden başka herkes olduğu yerde kalır. Katil yerini değiştirebilir. Bundan sonra ışıklar açılır ve dedektif sorguya başlar. Sorgu sırasında katil dışındaki oyuncular doğruyu söylemek zorundadır. Katil ise istediği kadar yalan söyleyebilir. Dedektifin katili bulabilmesi için iki hakkı vardır, bulamazsa katil serbest kalır.


DOKUZTAŞ:
Oyun için dokuz küçük taş bulunur. Bu taşların azami derecede düz olmasına özen gösterilir. Bir de bu taşları düşürmeye yarayacak küçük lastik top gerekir. Oyuna başlamadan önce grup ikiye ayrılır. Sonra da hangi grubun daha önce başlayacağına dair bir yassı taşın bir yüzüne tükürülür ve “ yaş – kuru “ atılır. Yaş kuruyu kazanan grup taşların bulunduğu noktadan 15–20 metre uzağında çizilen bir çizginin dışına geçerler. Taşları koruyacak olan grup dokuztaşı düz bir taşın üzerinde üst üste dizerler. Yaş kuruyu kazanan grup sırası ile topu dizili taşlara atarak onları yıkmaya çalışır. Atışlarda taşlar yıkıldığında ebe grup uzaklaşan topu almaya gittiğinde topu atan grup taşları tekrar üst üste dizmeye çalışır. Bu arada ebe grup topu yakalayıp da rakip oyuncuları oyun sathı içinde vurmayı başarırsa vurulan oyuncu oyun dışında kalır. Top diğer oyuncular tarafından atılıp yıkılmaya ve akabinde vurulmadan yine dizilmeye çalışılır. Eğer bunu başarırsa vurulup oyun dışı kalan bütün oyuncularını kurtarmış ve oyuna tekrar katmış olur. Bu işi hiçbir oyuncu başaramadığı takdirde oyunu kaybederler ve ebe olan grup onların yerini alarak oyuna başlarlar.

KÖREBE:
Grup oyunlarındandır. Karma oynanır. Oyuna başlamadan önce tekerleme ya da sayı ile “ebe” belirlenir. Ebenin gözü eşarpla bağlanır. Sonra bir meydanda ebe tarafında serbestçe dolaşır. Ebenin görevi arkadaşlarından birini eliyle yakalayıp ebelikten kurtulmaktır. Oyuncular, oyun esnasında “körebe sesime gel” diye seslenip elleriyle ebeye dokunarak eğlenirler. Ebe bu seslenmelerden ve oyuncuların kendisine dokunmalarından yararlanarak oyunculardan birini yakalamaya çalışır.

BEŞTAŞ:
İki kişi ile oynanan bir oyundur. Oyunun malzemesi beş adet misket büyüklüğünde yuvarlak taştır. Oyuna başlayan oyuncu beş taşı avucunun içine alıp salladıktan sonra yere bırakır. İçlerinden bir tanesini eline aldıktan sonra havaya fırlatır, aynı anda yerdeki taşların birini avuç ile alıp ve eliyle yukarıya fırlattığı taşı tutar. Önce tüm taşları birer birer; ikinci turda ikişer ikişer; daha sonra üçünü bir, diğerini tek olarak alır. Sonunda da yerdeki dört taşın hepsini bir defada alır. Sonra bir elinin baş ve orta parmaklarını yere koyarak bir köprü yapar, diğer eliyle taşları yere fırlatır. İçlerinden birini eline alır ve onu yine havaya atarken yerdeki taşları iki ya da üç hamlede eliyle kurduğu köprünün altından geçirir. Hepsini geçirdiğinde oyunu kazanır. Bunları yaparken havaya fırlattığı taşı düşürürse, ya da yerdeki taşları alırken diğerlerine temas ederse oyun sırası diğer oyuncuya geçer.




DALYE:
Oyun iki grup arasında karma olarak oynanır. Oyun malzemesi bir top ve yassı taşlardır. Taşların sayısını oynayanlar belirler. Ortalama olarak yedi, sekiz taşla oynanır. Yassı taşlar üst üste dizilir. Atışı yapacak takımın bir oyuncusu eline topu alarak yaklaşık dört-beş metre uzaklıktan taşlara doğru yuvarlar. Amaç taşları yıkmaktır, elbette ne kadar az taş yıkarsa işleri de o kadar kolaylaşacaktır. Atış yapılıp taşlar yıkılırsa oyun başlamıştır. Top karşı takımdadır, atışı yapanlar yıktıkları taşları üst üste tekrar dizmeye başlar. Oyun böyle devam eder.

ÜÇTAŞ:
İki kişilik bir oyun olup karma bir şekilde oynanır. Her oyuncu üçer taşla her yere basitçe çizilebilen şekil üzerinde oynanır. Oyuncular sırası ile taşları istedikleri bir noktaya koyarlar. Amaç kendi taşlarının üçünü bir araya getirmektir. Bunu yaparken, rakibi kollamak da gerekiyor. Taşların hepsi konduktan sonra, ilk taşı konanın oynaması gerekir. Taşlar konulup elde kalmayınca şekil üzerindeki taşlar sadece boş olan yerlere hareket ettirilebilir; ama sadece bir basamak olmak şartı ile. Önünde kendi taşı varsa dahi hareket edemez. İlk kez üçtaşı yan yana ya da alt alta getiren oyunu kazanır. Oyuncuların taşlarının karışmaması için değişik şekil ya da renkte taşlar seçilir.

ÇELİK ÇOMAK:
En çok oynanan oyunların başında gelmektedir. Karma olarak oynanır. Bir değnek ile çelik denen yaklaşık 20–25 cm. uzunluğunda ki parmak kalınlığında ki ağaç parçası oyunun malzemesidir. En az iki kişi ile oynanır, takım halinde de oynanabilir. Düzgün bir yere değneğin ucunun rahatça girebileceği genişlikte ve derinlikte bir yarık açılır. Bu yarığın üzerine çelik yerleştirilir. Oyuna başlayan oyuncu değneğinin ucunu, çeliğin altındaki yarığa sokarak tüm gücü ile rakibinin yakalayamayacağı kadar uzağa fırlatır ve değneğini çeliğin pozisyonundaki gibi çukurun üzerine koyar. Bu sırada diğer oyuncu yaklaşık 15–20 metre karşısında yerini alır, çeliği yakalamaya çalışır. Çeliğe elindeki değnekle vurursa ya da yakalarsa oyun sırası kendisine geçer. Vurmaz ise çeliğin düştüğü yerden alıp, çeliğin fırlatıldığı çukurun üstüne rakibinin koyduğu değneğe doğru atarak ona temas ettirmeye çalışır. Eğer değneğe vurursa atış sırası yine kendine geçer. Vuramaz ise atışı yapan oyuncu değneğini alarak yerdeki çeliği sadece değneğin yardımı ile havalandırarak havada iken değnekle vurarak, uzağa atmaya çalışır, çünkü ne kadar uzağa atarsa o kadar çok sayı kazanacaktır. Aynı şekilde toplam üç kez vurur. Eğer rakip oyuncu çeliğin son ulaştığı yer ile fırlatıldığı çukur arasındaki mesafeye üç kez atlayarak ulaşabilir ise oyun sırası kendine geçer. Üç kez atlama sonucunda ulaşamayacaksa, diğer oyuncu çeliğin düştüğü yerden alarak adımlarını saymaya başlar, atış yapılan yere kadar sayar. Oyuncular hangi sayı üzerinde anlaşmışlar ise o sayıya ilk ulaşan kazanır.




 GÜVERCİN TAKLASI:
Dörder kişilik iki takım ile oynanır. Ebe takımından iki kişi birbirlerine arkaları dönük olarak dururken diğer ikisinden biri ön tarafa diğeri arka tarafa olmak üzere kafalarını ayakta duran arkadaşlarının bacaklarının arasına sokarlar. Diğer takımın oyuncuları önde yarı yatık duran oyuncunun sırtına ellerini koyarak, ayakta duran bellerini aralamış oyuncuların arasından takla atarak arkadaki oyuncunun üzerinden yere inerler. Yatan ve ayakta duran oyuncular atlama yapan oyuncuları engelleyici harekette bulunamazlar. Bulunurlarsa atlayış tekrarlanır. Oyunculardan biri taklayı atamaz ise tüm takım olarak diğer takımın yerine geçer. Oyun aynı şekilde devam eder.

UZUN EŞEK:
Genellikle bu da bir hakem ile dörder kişilik iki takım arasında oynanır. Hakem olan kişi bir duvara ya da dayanabilecek bir yere sırtını verir bacağını açar. Oyuncunun biri kafasını hakemin bacaklarının arasına koyar ve belini düz bir şekilde tutar. Takımın diğer oyuncuları da onun arkasına aynı biçimde dizilirler. Diğer takımın oyuncuları sırası ile bunların sırtlarına atlarlar. Dört oyuncu da atladıktan sonra da takımın ebesi eliyle bir sayı gösterir: “Eşeğim kaç yaşında ?” ya da “Çıtı mıtı kaç? “ diye sorarlar. Sayı ondan fazla olamaz. Altta yatan takımın ebesi bu sayıyı tahmin etmeye çalışır. Eğer doğru tahmin edemez ise diğer takım yine atlayış yapar. Tahmini doğru yaparlar ise, yani sayıyı bilirler ise, atlama yapan oyunculardan biri yere düşerse ya da ayağı yere değerse, takımlar yer değiştirir. Atlayış yapma sırası diğer takıma geçer.

MİSKET:
Bu oyun erkekler arasında oynanır. Yere açılan küçük bir çukura belli bir mesafeden atılır. Çukurun içine konan oynama önceliğine sahip olur. Çukurun içine konulmamış ise en yakınına konan oyuna başlar. Misketi başparmağı ile işaret parmağı arasına kıstırarak rakibinin misketini vurmaya çalışır. Her vuruş sayı kazandırır.



 YUMURTA DÖVÜŞTÜRME:
Genellikle karma olarak oynanır. Oyuncular soğan kabuğu veya saman ile boyanan yumurtaları tokuştururlar. Yumurtası kırılan oyuncuya mani söyletirler.

BİCİK:
Karma olarak oynanır. En az iki kişi gereklidir. Oynayanlar ellerine on ikişer tane küçük taş alırlar. Onları havaya atıp ellerinin üstü ile kapmaya çalışırlar. En çok kapan elinin üstündeki taş kadar sayı kazanır.

ZIMBA:
Genellikle kızlar tarafından oynanan bir oyundur. Bir kişi yere daire çizer. Daireyi çizer kişi çizili dairenin içine girer “zımba” der ve tek ayağı ile diğer arkadaşlarını yakalamaya çalışır. Yakalanan kişi çemberin içine girerek aynı şekilde oyunu devam ettirir.


 SİMİT:
Erkekler tarafından oynanan bir oyundur. Bir kişi daire çizer ve çizili dairenin içine girer. Diğer arkadaşları da daireden bir kaç metre uzakta bekler. Çizili dairenin içerisindeki kişi hiç sesini kesmeden “simit” diye bağırarak arkadaşlarından birini yakalamaya çalışır. Eğer ebenin sesi kesilir ise tekrar çizili dairenin içine girerek ebe olur. Bir arkadaşını yakalar ise yakalanan arkadaşı ebe olur.

ONBİR ELLİ:
Karma olarak oynanan bir oyundur. En az dört kişi ile oynanır. Oynayanlar aralarından birini seçer, seçilen arkadaşlarını yakalamaya çalışır. Yakalanan kişi yakalayan arkadaşından olur ve diğer arkadaşlarını yakalamaya çalışırlar. Arkadaşlarının hepsi yakalandığında oyun sona erer.




 DON ATEŞ:
Genellikle erkekler tarafından oynanır. Bir kişi arkadaşlarını yakalamaya çalışır. Kaçanlar yakalanmamak için “don” der. Sonra ebe kişi don diyene dokunur ve don diyen kişi oyuna tekrar devam eder.

YAĞ SATARIM:
Karma olarak oynanır. Yere bir daire çizilir. Oynayacak kişiler bu daire etrafında toplanırlar. Bir kişi ebe seçilir. Ebe “yağ satarım, bal satarım, ustam ölmüş ben satarım” diye mani söyleyerek daire etrafındaki çömelen oyunculardan herhangi birinin arkasına elindeki mendili bırakır. Arkasına mendil bırakılan kişi mendili görürse alıp ebeyi kovalamaya başlar. Ebe yakalanmamak için onun kalktığı yere doğru koşarak çömelir.

LİMON:
Karma olarak oynanır. Oynayanlar bir ebe seçer. Seçilen kişi “limon” der ve arkadaşlarını kovalamaya başlar. Yakalanan limon der ve oyundan çıkar.



 YÜZÜK OYUNU:
Karma oynanan bir oyundur. On iki yarım ceviz ile oynanır. Cevizlerin içi oyulmuştur. Düz bir tepsiye altında mısır tanesi saklanacak biçimde düz kapatılır. Karşı oyuncu mısırı ilk hamlede bulur ise saklama sırasını alır ve tepsiye dizerek yeniden saklar. Her buluşta puan yazılır. En az puan alan yenilip iddiasına girilen şeyi alır.

UŞLAMBA:
Karma olarak oynanır. En az iki kişi ile oynanır. Yaş dallardan kesilen bir metre boyunda ağacın zıplatılması ile oynanır. Belli bir mesafede sınıra konan sopa ile zıplatılan dalın birbirine değmesi sonucu oyun devam eder. Yerdeki sopayı vuran kişi daima ciridi zıplatmaya devam eder. Vuramayan kişi diğer oyuncuyla yer değiştirir.

TURA:
Karma oynanan bir oyundur. En az dört kişi ile oynanır. Ağaca iki üç metre uzunluğunda ip bağlanır. Bir kişi ebe seçilir. Ebe bağlı ipten tutarak ipi elinden bırakmaz. Diğerleri ise ellerinde bulunan eşarpları düğüm yaparak ebeye vurmaya çalışırlar. Ebe de onların vurduğu eşarbı kapmaya çalışır. Eşarbı kaptıran oyuncu ağaca bağlı olan ipten tutar ve ebe olur. İpi yakalayamayan, diğer oyuncuları sırtına bindirerek onları ağacın etrafında dolaştırır.


TOT:
Karma oynanan bir oyundur. En az üç kişi ile oynanır. Herkesin elinde bir buçuk metre boyunda sopa bulunur. Ortaya 25–30 Cm. derinliğinde çukur açılır. Bir kişi ebe seçilir. Ebenin görevi ağacın kökünden yapılan yuvarlak yumruk biçiminde totu çukura kondurmamaktır. Diğerlerinin görevi totu çukura koymaktır. Çukura koyan ebenin sırtına binip çukur etrafında dolanır.

TOT 2:
Genellikle erkek çocukları arasında oynanan, biraz sertlik ve güç gerektiren bir oyundur. Her oyuncu kendine yemek tabağı büyüklüğünde bir taş bulur. Sonra, irice bir muma benzeyen ve adına “TOT” denilen bir taş, düz bir kaya üzerine dikilir. Buradan beş adım uzaklıktaki bir noktaya çizgi çekilir. Bütün oyuncular çizginin arkasından ellerindeki kaya parçası ile atış yaparak totu yıkmaya çalışırlar. Totu yıkmayı başaran oyuncu devrilme mesafesi ile dikilme mesafesi arasındaki uzaklığı ayağı ile ölçer. Bu ölçme işlemi esnasında –her ayağa bir kelime denk gelecek şekilde – şu sayma tekerlemesi söylenir:
Nal mıh
Kayısı sayısı
40, 41, 42,43,44,45,46,47,48,49
Ne topuz
Yaman topuz
Yarım elma, bütün elma
Harul hurul
Çık da gel kurtul.
Bu saymayı önce tamamlayan oyuncu oyunu kazanır.

EDE GÖDE:
Karma oynanan bir eğlence türüdür. Yağmur yağdığı zaman oynanır. Çocuklar tarafından topluca bir kalas üzerine çamur konarak iki kişi omzuna aldığı kalası taşır. Çocuklar topluca ev ev dolanarak yağ ve bulgur toplarlar. Toplanan bulgur ve yağı diğer kişi çuvalına koyar. Yenecek kadar toplandıktan sonra bir eve misafir olup bulgur pilavı yaptırılır. Topluca maniler söylenerek pilav yenir.

BEZİRGÂN BAŞI:
En az on kişi ile oynanan bir oyundur. Oyuncular aralarından iki seçerler. Bunlardan
Biri ‘altın saat ‘diğeri ‘altın bilezik' adını alır. Sonra ikisi yüz yüze dururlar, el ele tutuşup ellerini havaya kaldırırlar. Tek sıra halinde dizilmiş olan diğer çocuklar:
Aç kapıyı bezirgân başı
Bezirgân başı...
Kapı hakkın ne verirsin?
Arkamdaki yadigâr olsun
Yadigâr olsun
Tekerlemesini söyleyerek bunların arasından geçerler. Dizinin son çocuğu yakalanır, kulağına “ Altın saat mi istersin; altın bilezik mi?” diye sorulur. Verilen yanıta göre çocuk soruyu soranlardan birinin arkasına geçer. Bu işlem tüm çocukların iki gruba ayrılmasına dek sürer. Sonra her iki grup çocukları birbirlerini bellerinden sıkıca tutarlar. Orta yere çizilen bir çizginin iki tarafında yer alan gruplar birbirlerini çekerek güç gösterisine girerler. Çizgiyi geçen grup oyunu kaybeder, yenik düşer. Oyun bu şekilde çocuklar bıkıncaya kadar sürer.


 TİLKİ TİLKİ SAATİN KAÇ? :
Bir çok kişiyle oynanır.Kişilerden biri ebe olarak seçilir ve ebeyle oyuncular arasına bir mesafe konur. Oyuncular "TİLKİ TİLKİ SAATIN KAÇ" derler.Tilki söylediği sayıya göre adım atar.Eğer tilki kazan dibi derse oyuncu başlangıç noktasına geçer. Adımları sırasında ebenin yanına en çabuk kim ulaşırsa o ebe olur ve oyun yeniden başlar.

EBLEM SUBLEM :
Oyunculardan bir ebe seçilir ve ebeyle oyuncular arasına mesafe konulur.Ebenin arkası oyunculara dönüktür.ebe "eblem süblem sulu sulu bamya kaplumba" deyinceye kadar oyuncular adım atar.tekerleme bittikten sonra hemen arkasını döner ve oyuncular oldukları yerde kımıldamadan kalırlar.hareket eden ebenin yanına geçer.ebe arkası dönükken ona adımlarıyla ilk ulaşan "elma armut kel Mahmut"der ve kaçar.ebe eğer birini yakalarsa o ebe olur yakalayamazsa tekrar ebe olur.

KULAKTAN KULAĞA :
Birçok kişi yan yana oturur ve ilk baştaki yanındakinin kulağına bir şey söyler.Söylenenden anladığını oda yanındakine söyler ve bu son kişiye kadar devam eder.Son kişi ayağa kalkar ve bağırarak söyler.
Söylenen doğruysa en sondaki başa geçer ve oyun devam eder. Eğer söylenen yanlış ise herkes aynı yerinde kalır ve oyuna devam edilir.

İSİMLİ KOVALAMACA :
Ebe birini kovalarken, kovalanan bir isim söyler.İsmi söylenen kişi ebe olur ve başkasını kovalamaya başlar .Yakalanan kişi oyundan çıkarılır.





















ALİLER :
İki grup oluşur. Gruplar el ele tutuşarak karşılıklı bir duruş alırlar. 1. grup"ALİLER, ALİLER
ÇİNGENE ALİLER" diyerek karşı gruba doğru ilerlerler. 2. grup geriye doğru ilerleyerek:
- NE İSTERSİN , NE İSTERSİN BİZİM SARAYDAN diye yürür.
1.G. - İÇİNİZDEN DIŞINIZDAN BİR GÜZEL VARMIŞ.
2.G. - O GÜZELİN O ŞİRİNİN ADI NE İMİŞ.
1.G. - O GÜZELİN O ŞİRİNİN ADI ( oyunculardan birinin adı söylenir)
2.G. - ALLADA OLSA PULLADA OLSA BİZ KIZIMIZI VERMEYİZ
1.G. - ALLADA OLSA PULLADA OLSA BİZ KIZIMIZI İSTERİZ.
1.Gruptan iki kişi seçilir ve el ele tutuşurlar.İsmi söylenen kişi eğer o eli açarsa, istedikleri bir kişi kendi gruplarına geçer. Eğer açamazsa kendi karşı gruba gider. Bu oyun son bir kişi kalana dek devam eder. Son kişi çürük elma seçilir ve kovalamaya başlar.Ebeden kurtulmak için yere çömelmek gerekir. Çömelmeyeni ebe yakalarsa o kişi ebe olur ve kovalamaca devam eder.


 YAĞ SATARIM BAL SATARIM :
Çocuklar el ele tutuşarak geniş bir daire oluştururlar ve yere çömelirler.Ebe eline bir mendil alır ve dairenin dışında dönmeye başlar. Oyuncular şu tekerlemeyi söylerler.
(YAĞ SATARIM BAL SATARIM , USTAM ÖLMÜŞ BEN SATARIM.)
(USTAMIN TACI KİRLİ KİMİLLİSE KİMİLLİ)
Ebe mendili bir kişinin arkasına koyduğu sırada şu tekerlemeyi söylerler.
(ZAMBAK ZUMBAK DÖN ARKANI İYİ BAK.)
Arkasına mendil konan kişi ebeyi kovalarken şu tekerlemeyi söylerler.
(EŞEK DAYAK YİYOR.)
Ebe yakalanmadan arkasına mendil koyduğu oyuncunun yerine oturursa ,arkasına mendil konan oyuncu ebe olur.Yakalanırsa tekrar ebe olur ,oyun böyle devam eder.

KUTU KUTU PENSE :
Oyuncular el ele tutuşur ve bir çember oluştururlar.Dönmeye başlanır ve dönerkende
(KUTU KUTU PENSE ELMAMI YENSE
ARKADAŞIM -------------ARKASINA DÖNSE.) İsmi söylenen oyuncu arkasını döner ve oyun devam eder. Tüm oyuncuların ismi söylenir.

ÇÖM ÇÖM ÇÖMELEK :
Oyuncular (ÇÖM ÇÖM ÇÖMELEK)der ve makas işareti,baş parmağı havada, baş parmağı yerde olmak üzere işaretler yaparlar.Aynı işarette olan oyuncular ebe seçilir.Ebeler yere çömelerek el ele tutuşurlar.Sırayla diğer oyuncular ebelerin eli üstünden atlarlar.Atlarken ebeye deyen çöm çöm çömelek yapar ve yeni ebeler seçilir.

DOKUZ AYLIK :
Öğrenci potanın altında durur ve oyuncular sırayla topu potaya atarlar.sayıyı 9 ‘a ulaştıramamışlarsa,son oyuncu topu baştan geçirirse sıra ilk oyuncuya tekrar gelir.atamazsa son oyuncu potanın altına girer ve potanın altındaki oyuncu ilk oyuncu olur.sayıyı 9'a tamamlayan oyuncunun her attığı 2 sayılır ve sayısı 9'a tamamlanan oyun dışı kalır.

EŞEK OYUNU :
Bu oyun kızlara özeldir.kızlar sıraya girer ve topu duvara atarlar.top yere değerken üstünden atlarlar.topa değen veya alçak atan yanmış sayılır ve duvara geçerler.diğer oyuncular yanan oyuncuların boylarının üstünden atmak zorundadırlar.son kişi yanıncaya kadar devam eder.son kişi bütün oyuncuların başının üstünden topu duvara vurur.top yere düşerse duvardaki oyuncu kurtulur.sonra kalan oyunculara top verilir ve sırtları duvara dönük şekilde topu duvara vururlar ve topu son kalan tutamazsa bu oyuncularda çıkar ve oyuna devam ederler
TONBİŞ :
İlk önce şekli çizilir ve bu oyun 2 kişiliktir.1. oyuncu taş ile 2. oyuncu da kiremit ile oynar.taşların üçü de art arda gelirse TOMBİŞ olur.taşlar çizgiye göre hareket eder.ortadaki taş her yere gidebilir.ama köşedeki taşlar 3 yöne hareket edebilir




ÇİZGİ :
bu oyun taşla oynanır.taş ilk önce 1. bölüme atılır ve 2. bölüme tek ayak üzerinde geçilir.çizgiye basılırsa veya taş çizginin üstüne gelirse yanarsın ve 2. oyuncuya sıra geçer.

MEKTUP ÇİZGİSİ :
Bu oyunun tek farkı şeklinin farklı olmasıdır diğer kurallar aynen geçerlidir.sadece 5. bölümde çift ayak üzerinde durulabilir.oyun 6. bölümü de bitirince gözü bağlı şekilde tekrar oynanır.buda bitince taşı 1. bölümden arkası dönük biçimde taşı atar.taşın geldiği bölüm onun olur ve oraya çift ayak basabilir.o yere başkası basamaz.ve oyun tekrar baştan başlar.

CAN ORTADA SIÇAN :
Bu oyun grup oyunudur.gruplardan biri içerdeki oyuncular vururken,içerdeki oyuncularda topa deymemeye çalışırlar.topu yere deymeden havada tutan içerdeki oyuncu can kapmış olur ve vurulsa bile çıkmaz veya içeriye gruplarından birini sokabilir.içerde son kişi kalıncaya kadar devam eder.oyuncu 6 kez atılan topta vurulmazsa altıları yağlamış olur ve tekrar onlar oynar.vurulursa öteki grup içeri girer.

MENDİL KAPMACA :
2 grup oluşturulur.sıra ile gruplar girer ortada bir kişi bu bulunur ve eli yukarıda mendil tutar.ilk oyuncular koşmaya başlar mendili ilk alıp tekrar eski yerine dönen oyunu kazanır.bu diğer oyuncularda da gerçekleştirilir.ama mendili kapanı diğer grubunun oyuncusundan birisi vurursa galibiyet karşı tarafa geçer.

ŞAŞIRTMACA OYUNU :
İki kişi arasında ellerle oynanır. 1.nin sağ eliyle 2. sol eli ,1. sol eliyle 2. nin sağ eli vurulur.sonra iki, el birbirine vurulur.bu hızlı bir şekilde devam eder.şaşıran tokadı yer.(şaşırtmaca oyunu şaşırana bir tokat)tekerlemesi söylenir.

PAS :
Bu oyun topla oynanır.top havadan yukarı doğru atılır.yere düşürmemeye çalışılır.yere düşüren oyun dışı kalır.bu oyun eşekli olarak da oynanır.topu yere düşüren e-ş-ş-e-k harflerini sırasıyla alır.ilk eşek çıkana son çıkan ceza verir.




 HAVALI İSTOP :
Bu oyun topla oynanır.bir kişi topu havaya atarak bir isim söyler.ismi söylenen kişi topu yere değdirmeden tutarsa tekrar isim söyler.yere değerse topu kapana kadar diğer oyuncular kaçar.ebe topu tuttuğu zaman -istop- der ve oyuncular adım atamaz.ebe renk söyler ve kovalamaya başlar oyuncularda rengi arar rengi tutan vurulmaz vurulan ebe olur oyun dışı kalır.oyun tekrarlanır ve sona kalan çürük elma seçilir.

YERDEN YÜKSEK :
Bir tür kovalamaca oyunudur.ebe yerde durur ve diğer oyuncular bulundukları yerin yükseğine çıkmaya çalışırlar.ebe onları kovalar yükseğe çıkamayan vurulur ebe olur.

KÖREBE :
Ebenin gözleri bağlanır bu halde diğer oyuncuları yakalamaya çalışır.yakaladığı oyuncu ebe olur ve oyun tekrarlanır. bu oyun kağıt üzerinde oynanır -tombiş-oyununa benzer.-s-o-s- harfleri yan yana ,art arda getiren sos yapmış olur ve en çok sos yapan oyunu kazanır.

SOS :
bu oyun kağıt üzerinde oynanır -tombiş-oyununa benzer.-s-o-s- harfleri yan yana ,art arda getiren sos yapmış olur ve en çok sos yapan oyunu kazanır.

KARTAL :
Bu oyun kovalamaca oyunudur.oyuncu tam yakalanırken -kartal- der ve kollarını açar ve hareketsiz kalır.diğer oyumcular kolunun altından geçerek oyuncuyu kurtarır yakalanan ebe olur.

EL ÜSTÜNDE KİMİN ELİ :
Bir kişi kura ile ebe seçilir dizleri ve elleri üzerine çöker.diğer arkadaşları da ellerini sırayla üst üste koyarlar en üstte kimin eli olduğu ebeye sorulur eğer bilirse eli en üstte olan ebe olur bilemezse[iğnemi iplik mi davul mu zurna mı diye sorulur]iğneyi ve ipliği seçerse parmaklar sırtına batırılır.davulu seçerse sırtına vurulur,zurnayı seçerse kulağında bağırılır



 İSİM TÜRETMECE :
Bir kişi herhangi bir isim söyler.diğerleri de belli bir zaman içinde söylenen ismin son harfiyle yeni bir isim türetmeye çalışır türetemezse oyun dışı kalır.

İP ÇEKMECE :
Karşılıklı kişilerin bir halatı veya ipi çekmesiyle oynanan bir oyundur.belirli bir sınırı vardır.gruplar halatı çekerken hangi grup sınırı geçerse o grup oyunu kazanır.

İP ATLAMA :
İki kişi ipi tutar kaç kişi varsa onlar sırayla atlar.oyun sırasında çoğunlukla tekerlemeler söylenir.genellikle kızlar arasında oynanan bir oyundur.
Laleli belkıs içeriye gir kız
İpten tut kız dışarıya çık kız
Denizde dalga hoş geldin abla
Eteğini topla rahat otur abla
Etek bluz ingiliz turist
Camide hoca ablama koca

SAKLAMBAÇ :
Bir kişi ebe olur.diğerleri, ebe gözlerini yumduğunda onun göremeyeceği yerlere saklanır.bu arada ebe elliye kadar sayar sayım bittiğinde –önüm arkam sağım solum söbe -der ve gözlerini açar yerinden uzaklaşıp diğerlerini bulmaya çalışır.diğerleri görünmeden ebe yerini sobelemeye çalışırlar ebenin sobeledikleri arasından ebe seçilir yakalayamazsa ebeliğine devam eder.

BİRDİR BİR :
En az üç kişi ile oynanır.bir kişi çömelir diğerleri onun üstünden atlar atlarken çömelene değen yanar bu defa o çömelir.şu şekilde de oynanır:sırasıyla herkes birbirinin üstünden atlar

DEVE CÜCE :
Bu oyun genellikle ilkokul çağındaki çocuklarla sınıfta öğretmen eşliğinde oynanır.-deve-dendiğinde çocuklar ayağa kalkar-cüce-dendiğinde oturur karıştıran oyun dışı kalır.

GECE GÜNDÜZ :
Deve-cüce oyununun gece-gündüz versiyonudur.gece deyince başlarını sıraya koyarlar gündüz deyince başlarını kaldırırlar.diğer kurallar aynıdır.

EVET HAYIR :
İki kişi arasında oynanır.biri diğerine soru sorar özellikle evet yada hayır cevabını alacağı sorulardır.eğer kişi bir yada iki dakika içinde evet yada hayır demezse kazanır.derse oyunu kaybeder.

KÖŞE KAPMACA :
Altı kişi ile oynanır. Oyunda amaç köşeleri kapmaktır. Bir tane ebe vardır. Oyuncular köşeleri kapmaya çalışırken ebe köşeleri kapmaya çalışır. Dışta kalan ebe olur.

DENGE OYUNLARI


Üçgen Oyunu
Bu oyun için esnek bir yapınız olsa iyi olur.Oyun için büyük bir lastik ip gerekir örneğin 4 m. kadar bir ip.Bu ipleri kırtasiyelerden alabilirsiniz.Ama ipin iki ucu birbirine düğüm atılarak bağlanmalıdır.İlk önce bu oyun için ya 5 yada 6 kişi olmalıdır.Üç kişi ipin iç kısmına gelerek ayaklarını koyar ve üçgen oluşturur dışarda 6 kişilik oynuyorsanız üçgenin her kenarında bir kişi ve dışarda toplam üç kişi olur.1. olan kişi ipin üstüne düz olarak atlar.2. ve 3. kişi aynını yapar ve 1. kişi ipe bastıktan sonra yana döner 2 ve 3. kişi de yapar ve herkes kenarlarda kendi kenarına gelene kadar döner ve 1. kişi kendi kenarına gelince atlayarak arkasına döner herkes bunu yapar ve birdaha dönerler sonra 1. kişi 3 kez geriye atlar sonra çapraz olarak geriye atlar yada çapraz atlama yapmazsa 6 defa geriye atlar diğerleri de bunu yapar.6 defa atladıktan sonra ipin içine girer ve dışarı çıkar.Herkes bunu yapar.Ve 2. bölüme geçerler.Burada ipi diz kapağının arkasına koyarız.Burada çatapat vardır.Bu nedir diye sorarsanız bunda zıplama yapılmaz bir ayak ipe basılır ve sonra öbür ayak yanına koyulur çatapat bu.Bu bölümü de yaptıktan sonra 3. bölümde leylek vardır.Leylek ise ipten dönerken atlama haraketi yapılmaz ipin ortasına oturulur ve sağ ayak sol tarafa sol ayak sağ tarafa atılır ve arkaya dönülür.Atlamada bunu yaparsınız.Oyun giderek eğlenceli olur ve 4. bölümde ip koltuk altına 3. bölümde bel hizasına 5. bölümde ise boyun hizasında tutulur ama boyun hizasında biraz acıyabilir siz boynunuzu arkadan tutun.5. bölümden sonra tekrar birlerden başlarsınız ama bu sefer ters atlarsınız yani Ters-birler yaparsınız. SEKSEK oyun en az 2 kişiyle oynanır.düz boyutta bir taş bulunur. oyuncular oyunu çizer ve kutucukların içersine taşlarını atmaya çalışırlar.eğer taç kutucuğun içine girmezse o kişi elenerek 2. tura kalır.sıra diğer oyuncuya gelir.eğer taş kutucuğun içine girerse o taşın üzerindeki sayıyı atlayarak bölümleri geçer.taş kutucağa girmediği an o oyuncuda elenir.

adklik